Haberler
Duygusal bozukluklar bulasici midir?
Duygular tipki grip gibi bulasicidir. Örnegin, stresli bir insanin etrafindakilerin de huzurunu kaçirdigini gözlemleyebilirsiniz. Bu bilgiden yola çikarak, zihinsel hastaliklarin da bulasici olabilecegini düsünenler mevcut.
02 Aralık 2015, Çarşamba
Bilim. Org
Şirin Ustabaşı
Duygular tıpkı grip gibi bulaşıcıdır. Örneğin, stresli bir insanın etrafındakilerin de huzurunu kaçırdığını gözlemleyebilirsiniz. Bu bilgiden yola çıkarak, zihinsel hastalıkların da bulaşıcı olabileceğini düşünenler mevcut.
Memory & Cognition dergisinde yer alan bir yayına göre, belirtilerin aktarımının mümkün olmasıyla birlikte hastalığın kendisinin aktarılması imkansız.
Bu yanlış algıyı ölçmek amacıyla araştırmacılar Jessecae Marsh ve Lindzi Shanks bir grup insana bulaşıcı olmayan hastalıkların aslında bulaşıcı olup olmadığı hakkındaki düşüncelerini sordular. Gruptan alınan cevaplara göre alkolizmin %56, anoreksiyanın %35,7 ve depresyonun %32,2 ihtimalle bulaşıcı olduğu düşünülüyor ki aslında hiç de öyle değiller. Bunların yanı sıra Tourette Sendromu (%4,2), otizm (%5,3) ve şizofreni (%7,4) bulaşıcılık sıralamasında epey aşağıda kaldılar.
Ayrıca, kişilerin hastalıktan muztarip kişilerle etkileşime girme isteğinin, hastalığın ne kadar bulaşıcı olduğunu düşündüklerine göre değiştiği gözlemlendi. Katılımcıların bulaşma ihtimali yüksek hastalık taşıyanlarla etkileşime girmekten kaçındıkları gözlemlendi.
Asıl soru katılımcıların bu hastalıkların bulaşıcı olduğu fikrine nasıl kapıldıkları. Katılımcılardan biri “Eğer sürekli içki içen biriyle yeterince vakit geçirirseniz, siz de sürekli içmeye başlarsınız.” İfadesini kullanmış. Bu da bulaşmanın sosyal etkileşim yoluyla gerçekleştiğine inanıldığını gösterir.
Bu tür bir yaklaşım tabi ki doğru değil. Üstelik böyle yanlış bir algı zor durumdaki bu insanları toplumun dışına iter ve hastalığın daha da ileri seviyelere taşınmasına sebep olur.
Öte yandan, Proceedings of the Royal Society dergisinde yayınlanan başka bir çalışmada ise artan sosyal etkileşimin depresyonu engellediğini göstermiştir. Çalışmanın yardımcı yazarı Edward Hill elde ettikleri bulguları şu şekilde yorumluyor: “Sonuçlarımız genç yetişkinler arasında arkadaşlık bağının kurulmasının depresyonu azalttığını göstermektedir.
Depresyondaki biriyle etkileşimde olmanın kişiyi riske sokmadığı gibi sağlıklı arkadaşların hem koruyucu hem de iyileştirici özelliği olduğu saptanmıştır.”
Eğer sürekli içki içen biriyle yeterince vakit geçirirseniz, siz de sürekli içmeye başlarsınız. Bu da bulaşmanın sosyal etkileşim yoluyla gerçekleştiğine inanıldığını gösterir.
Kaynaklar:
http://bigthink.com/ideafeed/mental-illness-is-not-contagious-friends-can-help-alleviate-depression
http://link.springer.com/article/10.3758%2Fs13421-014-0427-9