Haberler
Dirilmek ne zaman mümkün?
Doktorlar genelde, bir insanın kalbi 20 dakikadan fazla durursa, beyinde tamiri imkansız bir hasar meydana geleceğine inanıyorlar. Ancak Dr. Sam Parnia, iyi bir kalp masajı ve dikkatli bakımla bunun önlenebileceğini söylüyor.
02 Aralık 2015, Çarşamba
İngiltere’nin Wiltshire bölgesinden Carol Brothers öldüğü anı tam olarak hatırlayamıyor.
“Cuma günü öğle saatlerinde olmalı, çünkü alışverişten yeni dönmüştük” diyor.
63 yaşındaki Carol’ın eşi David ise, üç ay önceki o günü çok daha iyi hatırlıyor. Evin kapısını açmış ve eşini yerde nefessiz bir halde çırpınırken görmüş.
Carol’ın kalbi durmuş. Neyse ki kalp masajı yapmasını bilen yaşlı bir komşu imdadına yetişmiş.
Yarım saat veya 45 dakika kadar sonra da, sağlık ekipleri masajı devralmış; kimse saate bakmadığı için tam olarak ne kadar sürdüğü bilinmiyor.
New York’taki Stony Brook Üniversitesi’nde insanları diriltme konusundaki araştırmalara başkanlık eden Dr. Sam Parnia, “45 dakika çok uzun bir süre. Birçokları hastayı çoktan ölü kabul ederdi. Ama öldükten üç, dört, hatta beş saat sonra canlandırılan ve gayet iyi yaşayan insanlar var” diyor.
‘Ölümü Silmek’
Doktorlar genelde, bir insanın kalbi 20 dakikadan fazla durursa, beyinde tamiri imkansız bir hasar meydana geleceğine inanıyorlar. Ancak Parnia, iyi bir kalp masajı ve dikkatli bakımla bunun önlenebileceğini söylüyor.
Dr. Parnia, kalp masajının doğru tempoyla yapılmasının ve hastaya bir anda aşırı hava verilmemesinin önemine dikkat çekiyor.
Makinalarla uzun süre kalp masajı yapmak mümkün. Kalp yeniden çalışmaya başladıktan sonra da yeni tedavi yöntemleri uygulanabiliyor.
Parnia, ABD’de “Ölümü Silmek” adıyla yayınlanan yeni kitabında, düzenli oksijen akımı kesildiğinde beynin hemen ölmediğini, aksine kendi çürüme sürecini durdurmak için bir tür uykuya yattığını anlatıyor.
Bu aşamada oksijen ölümcül olabileceği için, uyuyan beyni uyandırmak en zorlu iş. Çünkü oksijen, o anda Parnia’nın deyimiyle “depremi izleyen tsunami” etkisi yapabiliyor.
Bunun için yapılacak en iyi şey, vücut ısısını 37 dereceden 32 dereceye düşürmek.
Parnia, ısı düşürmenin beyin hücresinde çürümeyi yavaşlattığını söylüyor.
Carol Brothers bu konuda da şanslı çıkmış. Kalbi tekrar çalıştırılınca hastaneye götürülmek için konulduğu helikopterde doktorlar, Carol’un o gün marketten aldığı donmuş yiyecekleri vücut ısısını düşürmekte kulanmışlar.
Carol hastanede, komaya girmiş ve birkaç gün sonra beyin ölümünün gerçekleştiği sanılmış.
Ailesine artık ölümü kabul etmeleri söylenmiş. Ancak üç gün sonra kızı geldiğinde, fısıltıyla da olsa Carol’ın ağzından üç kelime dökülmüş: “Artık eve dönebilirim.”
Isı düşürme tedavisinin her şeyi değiştirdiği ve hastanelere bu konuda yeni talimatlar gönderileceği belirtiliyor.
Carol’ın şansı, böyle talimatlar olmadığı halde, hastaları canlandırma konusunda uzman bir doktora düşmesi olmuş.
Metafizik sorular
Ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgi tıbbi olduğu kadar metafizik soruları da akla getiriyor.
Parnia, ‘ölümden dönenlerin’ anlattıklarından çok etkilendiğini söylüyor.
İnanılmaz ölümden dönme vakaları
53 yaşındaki Arun Bhasin, doğu Londra’daki bir partiden evine yürürken fenalaştı. Hastaneye götürüldüğünde vücut ısısı 30 dereceydi. Kalbi üç buçuk saat durdu. Doktorlar Arun Bhasin’ı hayata döndürdü. Sonra taburcu edildi, ancak akli dengesi bozuldu ve babasını öldürdü.
2011’de bir tıp dergisinde sabah saat 08:32’de ormanda ‘ölü bulunan’ bir Japon kadınının vakası yer aldı. Ormanda birkaç saattir bu durumda olduğu bildirilen kadının vücut ısısı 20 dereceydi. Hastanede adrenalin verildi ve özel bir kalp masajı cihazına bağlandı. Öğleden sonra 02:57’de kalbi yeniden çalışmaya başladı. Üç hafta sonra hastaneden çıktı.
Yanda resmi görülen 23 yaşındaki futbolcu Fabrice Muamba, 2012’deki bir maçta yere yığıldı. 78 dakika süreyle kalbi hiç çalışmadı. Vücut ısısını düşürmek de dahil olmak üzere, yapılan tıbbi müdahaleden sonra iyileşti ve halen İngiliz Kalp Vakfı için kampanya yapıyor.
“Şeytanı gördüm, sen benimsin dedi”
Dr. Parnia, “Dünyanın her yerinde insanlar özünde aynı deneyimi yaşıyor ama başlarından geçene getirdikleri yorum, kendi inanç sistemlerine bağlı” diyor.
Ölümden dönenlerin anlattıkları arasında ucunda parlak ışık bulunan bir tünele doğru yürümek, melek gibi yaratıklarla karşılaşmak, hayatını film gibi izlemek veya yukarıdan ameliyathanede cesedi üzerinde çalışan doktorları görmek gibi olaylar var.
Ruth Lambert bir gün düşmüş ve beynine giden kan durmuş ve ölümden dönmüş.
“Daha iyi bir yere gider gibiydim. Ama sanki birden Tanrı bana daha zamanımın gelmediğini söyledi ve uyandım” diyor.
Ruth bundan sonra Londra’da bir hastanede din görevlisi olarak çalışmaya başlamış. Bazı hastaların kendisine benzeri öyküler anlattıklarını söylüyor.
Komadan çıkan bir adamın kendisine “Şeytanı gördüm, sen benimsin dedi” diye konuştuğunu aktarıyor.
Ruth, dindar kişilerin ölümü ‘geçilecek son kapı’ gibi gördüklerini belirtiyor.
Carol Brothers ise, tanrıyı ya da şeytanı görüp görmediğini hatırlamıyor.
“İkisi de beni istemedi. Yazı-tura attılar, para yan kenarı üzerine düştü” diyor.
Kaynak: BBC Türkçe