Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Güneydoğu Asya'da at nalı yarasalarında (Rhinolophus) dolaşan kuduz, Ebola, Marburg ve SARS ile ilişkili virüsler de dahil olmak üzere bir sürü ölümcül virüsün şüpheli veya bilinen rezervuarlarıdır. Saha ve laboratuvar çalışmaları, yarasaların bu virüsleri taşıdıkları halde nadiren hastalandığını ve örneğin şiddetli COVID-19'lu kişilerde görülen zararlı bağışıklık aşırı tepkilerini göstermediğini tespit etmiştir.

29 Ocak'ta Nature dergisinde yayınlanan çalışmaya eş liderlik eden Çin'in Haining kentindeki Zhejiang Üniversitesi-Edinburgh Üniversitesi Enstitüsü'nde karşılaştırmalı immünolog olan Aaron Irving, ‘Yarasalarda benzersiz bir şey vardır. Genellikle enfekte olduklarında oldukça sağlıklı oluyorlar. Bir şekilde aşırıya kaçmadan bağışıklık tepkilerini kontrol etmenin doğru yolunu geliştirdiler.’ diyerek açıklamıştır.

Yarasa bağışıklığının sırlarını ortaya çıkarmak için, Irving ve Almanya, Frankfurt'taki Senckenberg Araştırma Enstitüsü'nden Michael Hiller liderliğindeki bir ekip, dört at nalı yarasa ve hipposideridler adı verilen bir ailenin parçası olan üç tür de dahil olmak üzere on yarasa genomunu dizilemiştir; bunların hepsi koronavirüs rezervuarlarıdır. Araştırmacılar daha sonra bunları, aile ağacının diğer kısımlarından daha önce dizilenmiş on yarasa türüyle birlikte analiz etmişlerdir.

Diğer 95 memeli türüyle karşılaştırıldığında, yarasalar özellikle yüksek sayıda bağışıklık genine sahipti ve doğal seçilimin göstergesi olan değişiklikler göstermiştir. Bu değişikliklerden bazıları yarasa aile ağacının bireysel dallarıyla sınırlı olmuştur.

Yazar: Bassma BOUANANI

KAYNAKÇA:

https://www.nature.com/articles/d41586-025-00268-z