Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Bu keşfedilen balık bilim için yepyeni bir keşif. Renklerinden ötürü gül desenli peri lapina (rose-veiled fairy wrasse) olarak da adlandırılan bu balık, okyanus yüzeyinin 40 ila 70 metre arasındaki derinliklerde bulundu. Bilimsel adı Cirrhilabrus finifenmaa ve adını kısmen Maldivler'in ulusal çiçeği, pembe bir gül, onuruna verilmiştir. ‘Finifenmaa’ yerel Dhivehi dilinde 'gül' anlamına gelir.

Bu lapina, Maldivler Deniz Araştırmaları Enstitüsü'nde biyolog olan ve yapılan bu çalışmada ortak yazar olan Maldivli bilim insanı Ahmed Najeeb tarafından tanımlanan ilk balıktır.

Najeeb, “Maldivler'de bulunan türler yerel bilim insanlarının pek katılımı olmadan, Maldivler'de endemik olanlar da dahil olmak üzere, hep yabancı bilim insanları tarafından tanımlanmıştır. Bu sefer durum farklı ve bir şeyin parçası olmak gerçekten heyecan vericiydi. Özellikle de böyle zarif ve güzel bir tür üzerinde çalışırken en iyi ihtiyologlarla (balık bilimci) birlikte çalışma fırsatına sahip olmak bambaşkaydı” dedi.

Tür ilk olarak 30 yıl önce bulunmuştu, ancak bir Cirrhilabrus rubrisquamis ya da bir başka deyişle gül renkli kadife peri lapina olduğu düşünülmüştü. Chagos Takımadaları'nda Maldivler'in 1.000 kilometre güneyinde bulunan tek bir yavru balıktan tanımlanmıştı.

Kaliforniya Bilimler Akademisi’nden çalışmanın kıdemli yazarı Luiz Rocha'ya göre, lapinalar yetişkinliğe geçerlerken renk değiştiren parlak balıklardır. Rocha, birçok türün yavrularının birbirine çok benzediğini ve ancak yetişkinliğe ulaştıklarında ayırt edici özelliklere sahip olduklarını da söyledi. Bu yüzden araştırmacılar, Chagos'taki uzaktan kumandalı bir aracın görüntülerini inceleyene kadar C. rubrisquamis'ten farklı yeni bir lapina türüyle karşılaştıklarını fark edemediler.

C. finifenmaa'nın yetişkin erkekleri, parlak macenta (morumsu kırmızı renk), şeftali, turuncu-pembe ve koyu morumsu-kırmızı gibi benzersiz renklere sahipler.

Sydney Üniversitesi’nde doktora öğrencisi ve araştırmanın başyazarı olan Yi-Kai Tea yaptığı açıklamada, “Daha önce yaygın bir balık türü olduğunu düşündüğümüz şey, aslında her biri potansiyel olarak çok daha sınırlı bir dağılıma sahip iki farklı türdür. Bu, yeni türlerin ve genel olarak türüne göre sınıflandırıp tanımlamanın koruma ve biyoçeşitlilik yönetimi için neden önemli olduğunu göstermektedir” dedi. 

Okyanusun alacakaranlık kuşağı, 35 m ile 70 m arasında bir derinlikte bulunur. Burada su karanlık bir uçuruma dönüşmeden önce bir miktar yaşamın var olmasına yetecek kadar ışık bulunmaktadır.

Bu yılın başlarında dünyanın en büyük 'alacakaranlık kuşağı' mercan resiflerinden biri Tahiti kıyılarında bulundu. Bu bölge, mercanları artan sıcaklıkların etkisinden koruyacak kadar derin olduğu düşünülen sularda bulundu. Yüksek sıcaklıklar mercanlar için ölümcüldür, sıcaklık arttıkça mercanları beyazlatır (ağartır) böylelikle mercanlar zamanla bu sıcaklıklara dayanamayıp ölürler. Dünyadaki birçok sığ resif artan su sıcaklığının neden olduğu kirlilik, aşırı avlanma ve mercan ağarması nedeniyle zarar gördü. Dünyada bilinen mercan resiflerinin çoğu 25m derinlikteki sıcak sularda bulunurlar.

 Makale: https://zookeys.pensoft.net/article/78139/list/2/