Osman Eren
LAKTOZSUZ SÜT
Bilimin ve bilim insanının birçok amacı olabilir; ama bunlardan biri de kesinlikle sorunlara çözüm bulmaktır. Eğer bir sorunu-zarar vermeden- bertaraf edebiliyorsa bunu yapmalıdır. O sorunu görmezden gelin demek doğru bir yaklaşım değildir. Mesela hepinizin bildiği gibi bazı insanlar süt içtikleri zaman laktozu sindiremediklerinden dolayı bir şişkinlik, hazımsızlık, bulantı gibi şeyler olur. Bunun sebebi ince bağırsakta laktozu parçalayan laktaz ismindeki enzimin eksikliğidir. Laktaz enzimi, laktoz isimli süt şekerini glukoz ve galaktoz’a parçalar. Eğer vücudumuzda bu parçalanma olmazsa; şişkinlik, hazımsızlık, bulantı gibi şeyler görülür.
Bilim insanları, bu sorunu çözmek için paketleme esnasında süte laktaz ilave edip laktozun parçalanmasını sağlarlar. Bu sayede sütün sindirimi, laktoz intöleransı olan kişilerin çok büyük kısmında gerçekleşir ve süt gibi çok faydalı bir ürün tüketebilir hale gelir. Piyasada kolaylıkla laktozsuz sütler bulunabilir; hatta bebekler için mamalar da bulunur. Laktoz intöleransı yetişkinlerde çok daha fazla olup bebeklerde bu sorun nispeten azdır. Ayrıca kuzey Avrupa halklarından güneye ve Asya halklarına doğru gidildikçe laktoz intöleransı artar. İnsanları yanlış yönlendirip (Laktoz intöleransı çoğu kişide laktozsuz süt tüketmekle giderilebilen bir sorundur) süt tüketmeyin, süt yerine başka ürünler mevcuttur demek doğru bir yaklaşım değildir. Ve ayrıca bu alanda herhangi bir uzmanlığı-eğitimi olmayanların vereceği bir tavsiye de değildir.
Dipnot olarak belirtelim ki laktoz intöleransı olanlar yoğurdu genellikle rahat şekilde tüketebilirler; çünkü yoğurt oluşurken laktoz parçalanır; tıpkı bağırsaklarda olduğu gibi. Fakat yoğurt ve süt %100 bir birinin yerini tutan ürünler değildir.
Ayrıca tat olarak sütü daha tüketilebilir bulanlar olacaktır o nedenle sütü içilebilir hale getirmek daha uygun bir bilimsel yaklaşımdır ve ürün yelpazesini geliştirmek daha az ürün sunmaktan iyidir. Laktoz intöleransı ile süt alerjisi bir birine karıştırılmamalıdır. Süt alerjisi Kazein isimli bir süt proteininden kaynaklanıp genelde inek sütü içirilen bebeklerde görülür; fakat yetişkinlikte de ortaya çıkabilir.
Laktaz enzimi eğer yeterli seviyede mevcutsa, laktoz (yani süt şekeri) galaktoz ve glukoz isimli daha alt şekerlerine parçalanır. Bu galaktoz ve glukoz bağırsak cidarından hücre içine doğru emilir ve herhangi bir sorun oluşturmaz; fakat eğer parçalanma olmazsa laktoz bağırsaktan hücre içine giremez; çünkü hücre içine giremeyecek kadar büyüktür ve laktoz hücerelere osmotik bir basınç uygular. Ayrıca bağırsak bakterileri laktozu fermente ederek çeşitli gazlar ve kısa zincirli yağ asitleri meydana getirirler ve bu durum çeşitli sorunlara neden olur.
Laktozsuz sütlerde laktoz (yani süt şekeri) galaktoz ve glukoza parçalandığından ötürü içildiğinde daha tatlı olarak algılanabilir. Bunun sonucunda acaba süte şeker mi ilave edilmiş gibi bir düşünce oluşabilir; ama içine ilave edilen herhangi bir şeker yoktur. Laktoz intöleransı sonucu meydana gelen diarenin protein emilimini de azalttığı belirtilmiş olup vitamin emilimi üzerine ise herhangi bir etkisinin olmadığı kaynaklarda belirtilmektedir. Gebelikte fetüste laktaz enzimi bulunmayıp doğuma yakın dönemden itibaren artar ve bu artış bebeklik döneminde de devam eder daha sonra yavaş yavaş azalır.
Laktaz eksikliği doğuştan olabileceği gibi (genetik olarak enzim üretimi kodlanmaz) daha sonra sindirim sistemi rahatsızlıkları ve beslenme bozukluğu yüzünden de oluşabilir. Bir kez daha belirtelim ki, laktozsuz ürünlerin tüketimi ile dahi laktoz intöleransı şikâyetlerinin kaybolmadığı kişiler/bebekler olabilir. Fakat bu oran çok düşüktür. Ayrıca farklı bağırsak problemleri de laktoz intöleransını tetikleyebilir ve bu rahatsızlıkların ortadan kalkmasıyla sorun düzelebilir. Eğer laktoz intöleransı şikâyetleriniz varsa ve laktozsuz ürün tüketerek dahi bu sorun düzelmiyorsa yapacağınız en iyi şey bir doktora görünmek olacaktır.
Bazı yabancı kaynaklarda ülkemizde laktoz intölerasnının %70-80 civarında olduğuna dair veriler mevcut ise de ülkemizde yapılan çalışmalar bu oranın daha az olduğu (%40-50) ve kesin olarak laktoz intöleransının belirlendiği kişi sayısının ise % 2-3 olduğu belirtilmektedir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi laktoz intöleransına sahip olduğunu düşünen; ama bu konuda kesin teşhis alamayan kişilerde sorun süt alerjisi veya farklı bağırsak problemlerinden kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca düzenli şekilde süt tüketilerek sonradan ortaya çıkan laktaz eksikliği sorunu çözülebilir. Laktoz intöleransı için süt ve süt ürünleri yerine farklı besinlerin tüketilmesi tavsiye edilse de süt-yoğurt gibi ürünlerin tüketilmemesi halinde ortaya çıkacak sorunlar ve besin eksikliği çok daha önemli hastalıklara neden olacaktır kaldı ki doğada bunların yerini tutacak her hangi bir besinde açıkçası bulunmamaktadır.
Laktozun dışarıda parçalanıp laktozsuz süt oluşturulmasında sütün herhangi bir besin öğesinde azalma meydana gelmemektir. Normal sütlerle tamamen aynı olup sadece bağırsaklarda olan işlem dışarıda yapılmakta ve bu durum, laktoz intöleransı olan kişilerin sütü sindirmelerine yardımcı olmaktadır.
Gıda/beslenme alanı açıkçası spekülasyona çok açık ve hassas bir mevzu. Bu konu yüksek düzeyde popülarite sağladığı için uzmanı olan-olmayan herkes tarafından konuşulmakta ve maalesef bilimden ve gerçeklerden uzak söylemlerle halk yanlış yönlendirilebilmektedir. Bu konuda müracaat edeceğimiz kişiler bu alanda eğitimi olan ve sadece bilimsel hakikatler doğrultusunda-kanıta dayalı şekilde konuşan/yazan kişiler olmalıdır. Ellerinde hiçbir bilimsel delil olmadan; hatta bütün iddialarını çürüten on binlerce makale-dergi-kaynak olmasına rağmen bu alanda asılsız söylemde bulunan kişilerin safsatalarına lütfen kulak asmayın.
Tek yolunuz bilim olsun!
Osman EREN
Gıda Yüksek Mühendisi