Osman Eren
İŞLENMEMİŞ KIRMIZI ET VE MS İLİŞKİSİ
Bir Gıda Mühendisi olarak sadece dengeli beslenmenin tek doğru beslenme metodu olduğunu söyleyebilirim ki, yazılarda da belirli gruplardan yoğun olarak beslenmenin yanlışlığını vurgularım. Binlerce yıldan beri beslenme düzenini genel olarak çok değiştirmedik ve bugüne kadar gelebilmeyi başardıysak demek ki doğru yol üzerindeyiz. Genel beslenme düzeni içerisinde vejeteryan/vegan beslenme modeli insan sağlığı için doğru bir metot değildir. Elbette kimseyi tercihlerinden dolayı eleştirmiyoruz, bizim odak noktamız insan sağlığı ve beslenme ilişkisi. Akdeniz diyeti ağırlıklı ve içerisinde yeterli hayvansal ürün içeren beslenme rejimi, en sağlıklı olanıdır. Bilim bize bunu belirtiyor, ötesi kişisel tercih meselesidir.
Mesela Omega-3 beyin sağlığı için hayati fonksiyonları olan bir yağ asididir. Ceviz, keten tohumu gibi ürünlerde bulunsa da, bizler için asıl kaynak deniz ürünleridir; çünkü bitkisel kökenli omega-3’ün vücut için kullanılabilirliliği (biyoyararlanım) hayvansal kökenli omega-3’e göre çok düşüktür. Elbette hayvansal kaynaklı gıdaların tek faydası omega-3 değildir. Enzimlerin işlev görmesinde önemli rolleri olan B grubu vitaminlerinin de önemli kaynağı hayvansal ürünlerdir.
Et beslenmemizde yeterince olması gereken bir besin öğesidir. Fakat mümkün mertebe az işlenmiş-işlenmemiş olmalıdır. Özellikle sucuk, salam gibi ürünlerde nitrat-nitrit kullanılmasına bağlı olarak n-nitrozaminlerin oluşumu ve mangal ya da ağaç kömürü üzerinde pişirilen etler de ise polisiklik aromatik hidrokarbonların (PAH) oluşumu sonucu sağlık yönünden risk içeren durumlar oluşabilir. PAH ve nitrozaminler karsinojenik ve mutajenik etkiler gösterir. Bu nedenlerden dolayı etin tencerede pişeni en makbulüdür ki burada da ölçüyü kaçırmamanız gerektiğini bir kez daha belirtelim. Etin faydalarıyla ilgili son çalışmalardan biri oldukça ilginç geldi bana. Curtin ve Avustralya Ulusal Üniversite’lerinden bilim insanlarının yaptığı bir çalışmada ortalama düzeyde işlenmemiş et tüketen insanlarda, bir sinir sistemi hastalığı olan MS’nin görülme olasılığının daha düşük olduğu bulundu.
MS, beyni ve omuriliği etkileyen kronik bir hastalıktır. MS’in; bireyin kendi bağışıklık sistemine, sağlıklı hücre ve dokulara saldırdığı bir hastalık olduğu düşünülmektedir. MS ortaya çıktığında, sinir liflerini çevreleyen koruyucu tabaka ortadan kalkmaktadır. The Journal of Nutrition’da yayınlanan çalışmada 840 kişinin verileri incelendi ve işlenmemiş et tüketimini de içeren akdeniz diyeti ile MS öncüsü olduğu düşünülen Demiyelinizasyon (Demiyelinizasyon, sinir hücrelerinin miyelin kılıflarının hasar görmesi demektir) arasında bağlantı olup olmadığı araştırıldı. Çalışma ekibinin liderlerinden Dr. Lucinda Black, küresel olarak MS’nin arttığını ve bunun olası sebepleri arasında yeterince güneş almamak ve yetersiz beslenme gibi faktörlerin de olduğunu belirtiyor.
Akdeniz diyetinin kalp-damar hastalıkları, kanser, obezite gibi birçok rahatsızlığın riskini düşürdüğü bilinmektedir; fakat MS gibi bir hastalık için elimizde yeterli veri bulunmamaktaydı. Bizim çalışmamız sonucu günde ortalama 65 gr. işlenmemiş kırmız et içeren bir akdeniz diyetinin MS’e karşı korunmada etkili olabileceğini belirtti.
Ayrıca antipsikotik ilaçlar, travma, genetik koşullar, toksinler ve B12 vitamini eksikliği gibi etkenlerinde MS’e neden olabileceği belirtiliyor. B12 vitaminin hayvansal kaynaklı olduğunu düşündüğümüzde bu resmi tamamlamak daha tutarlı hale geliyor. Tabii ki olayı sadece bir vitamin grubuna bağlamak doğru değildir. Nitekim Dr. Black, tam olarak bu korumayı neyin sağladığını bilmediklerini; fakat etin önemli miktarda protein, demir, çinko, selenyum, potasyum, vitamin D ve B grubu vitaminleri gibi nörolojik işlevler için önemli olan makro ve mikro besin öğeleri içerdiğini belirtiyor.
Araştırmacılar fayda/zarar oranında olasılığın zarar lehine kaymaması için ortalama 65 gr. düzeyini aşmamak gerektiğini belirtiyorlar. Araştırmanın yazarlarından Professor Robyn Lucas, MS’ten korunmak için yapılması gerekenler hakkında çok az bilgimiz olduğunu; fakat ellerindeki mevcut verilerle sigaradan uzak durmanın, yeterince güneş ışığı almanın ve dengeli beslenmenin MS riskini azaltabileceğini belirtti. Ayrıca çalışmalarının, orta düzeyde işlenmemiş etin dâhil olduğu akdeniz diyetinin MS riskini azaltabileceğini belirtti.
Aslında sürekli aynı noktaya ulaşıyoruz, yeterince hayvansal ürün (tereyağı dâhil!) içermesi şartıyla tüm besin gruplarını içeren beslenme rejimi tek doğru beslenme modelidir. Binlerce yıldır bu şekilde beslendik. Ekmek de, bulgur da, makarna da yiyeceksiniz ama ölçüyü kaçırmadan.
Sağlıklı günler!
Kaynaklar: Sinirbilim/ Dergipark