Dr. Mahmut YAZICI
TİROİT NODÜLLERİ
Nodül, tiroit bezindeki kitle veya yumruya oluşumlardır. Nodül mevcut olan guatra, nodüllü guatr denir. Tiroit nodülleri sanıldığından çok yaygındır. İnsanların yarısına yakın kişide nodül olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur. Nodül mevcudiyetinin hasta açısından önemi;
Tiroit hormon düzeyine etkisi,
Ana solunum borusuna bası oluşturabilmesi,
Kanser olasılığıdır.
Kanser Habercisi Olabilir Mi?
Tıbbi açıdan tiroitteki nodülün meme, akciğer, prostat veya vücudun başka bir yerindeki kitleden hiç bir farkı yoktur. Örneğin memede, mamografi ile saptanan kitlelerin %25’i kanser iken %75’i kanser olmayan kitlelerdir. Tiroit için de benzeri bir durum söz konusudur; tiroit nodüllerinin %5’i kanserdir; tiroitteki soğuk nodüllerin ise yaklaşık %25’i kanserdir. Bu yüzden gerekli tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile nodül niteliği araştırılmalıdır. Tıbben vücutta bir kitle saptandığında bu kitlenin kanser olmadığını ortaya çıkarana dek gerekli tıbbi işlemler yapılmadan bu kitlenin benign (selim) yani iyi huylu olduğu tahmininde bulunmak bilimsel bir yaklaşım olmaktan uzak olduğu gibi hastanın aleyhine sonuçlar doğurabilir.
Çeşitleri ise şöyledir;
Sıvı (kistik)
Sıvı katı karışık (semi-solid)
Katı (solid)
Nodüllerin sınırları genellikle net bir biçimde sağlam tiroit dokusundan ayrılabilir; ancak bazı nodüllerin sınırlarını ayırt etmek zor olabilir. Nodül her zaman elle muayene ile ve dışarıdan fark edilemeyebilir. Zehirli guatr ve Hashimato Tiroidit’inde ultrasonografik incelemede psödonodüller (yalancı nodüller) görülebilir. Bu yalancı nodüller tedavi ile kısmen düzelebilir.
Tiroit Nodüllerine Yaklaşım
Nodüllerin çoğunluğu hasta tarafından fark edilmez. Tiroitteki nodül çoğunlukla dışarıdan gözle fark edilmez. Bazı hastalarda nodül büyükçe olur ve dışarıdan bir fındık, ceviz veya mandalina boyutunda gözle dahi görülebilir.
Elle muayene nodül mevcut olup olmadığını her zaman ortaya koymaz. Ancak elle muayene tiroit bezi çevresinde lenf bezlerinin değerlendirilmesi açısından çok önemli bir yöntemdir. Tiroit bezinde nodül mevcut olup olmadığının en kesin kararı ultrasonografi ile verilir. Bu amaçla radyoloji veya endokrinoloji uzmanı tarafından doğru cihaz ve doğru teknik kullanılarak yapılacak ultrasonografi önem arz eder. Tiroit bezinde nodül olup olmadığı konusunda sintigrafi, ultrasonografi kadar etkin değildir.
Özellikle normoaktif (ılık) nodüllerde ve boyutu 1 cm’in altındaki nodüllerde tiroit sintigrafisi yeterli kesinliğe sahip değildir. Ancak sıcak nodül ve soğuk nodül mevcudiyetini sintigrafi ile etkili şekilde ortaya koymak mümkündür. Zaten nodülün fonksiyonunu değerlendirmek için etkili tek yöntem sintigrafi olduğu için tiroit nodülü değerlendirmesinde ultrasonografiden sonra endokrinoloji uzmanı tarafından verilecek karara göre sintigrafi de planlanabilecektir.
Boyut ve İçerik
Nodüllü guatr hastalığının tanı aşamasında, tiroitteki nodülün boyutunun ve içeriğinin (hücre, sıvı, kireç oturması) incelenmesi nodül hakkında sahip olunması gereken hayati ayrıntılardandır. Eskiden sanıldığı ve hatta bazı hekimlerce hala kabul edildiği gibi, nodül boyutu kanser ile tam ve direk bir ilişkiye sahip değildir. Küçük nodüllerde de kanser çıkma riski mevcuttur. Bu amaçla en etkili yöntem doğru ve eksiksiz yapılmış Tiroit Ultrasonografi’sidir. Bu amaçla doppler ve sintigrafi kullanılmaz; elle muayene sadece tahmini bilgi verir. Ultrasonografide katı içerikli veya katı içeriği sıvı içeriğe göre daha fazlaca olarak rapor edilen nodüller hücreden zengin olduğundan kanser yönünden dikkatle incelenmelidir. Endokrinoloji uzmanı tarafından nodülün niteliği ve büyüklüğüne göre belli periyodlarla ultrasonografi ve ince iğne aspirasyon biyopsisi planlanacaktır.
Fonksiyon
Nodülün fonksiyonu seçilecek tedavi yöntemine karar verme ve kanser riskini tahmin etmede çok önemlidir. Hatta tedavinin ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğine dair ipuçları bile verir. Fonksiyon açısından nodüller dörde ayrılır;
Ilık nodüller (normoaktif)
Sıcak nodüller (hiperaktif)
Soğuk nodüller (hipoaktif)
Sıcak otonom nodüller
Her nodülde kanser çıkma ihtimali vardır, ancak soğuk nodülde kanser ihtimali daha yüksektir. Nodülün fonksiyonu en kesin olarak sintigrafi ile değerlendirilir. Nodül fonksiyon değerlendirilmesinde ultrasonografi ve dopplerin yeri yoktur.
Tiroit bezinde nodül olması her zaman tiroit hormon bozukluğuna neden olmaz. Ancak sıcak nodüllerde, özellikle de otonom sıcak nodüllerde zehirli guatr yani tiroit hormon yüksekliği (hipertiroidizm) çok sıktır. Bu durumda çok çalışan nodül aşırı hormon üretir. Soğuk nodüller genellikle tiroit hormon düzeyini bozmaz. Tiroit nodülünün hormon düzeyine etkisini araştırmak için tiroit hormonlarının (serbestT3, serbestT4 ve TSH) kanda ölçülmesi gerekir.
Takip ve Tedavi
Nodüllerin takibi için ultrasonografi kullanılmaktadır; bu amaçla doppler tetkiki ve sintigrafi kullanılmamalıdır. Nodül tedavisinde kullanılan ilaçların etkisi, kan alınıp hormon düzeyleri ölçülerek yapılmalıdır. Büyüklüğü 2 cm’den fazla ve/veya ana solunum borusuna bası bulguları olan ve/veya ince iğne aspirasyon biyopsisinde kanser olduğu (veya şüphesi) tespit edilen nodüllerde cerrahi planlaması yapılmalıdır.
Cerrahide genellikle tüm tiroit bezi alınacağından sonuçta hipotiroidi gelişecek ve ömür boyu sürecek olan hipotiroidi oluşacağından levotiroksin yerine koyma tedavisi uygulanacaktır. Otonom sıcak nodüllerde zehirli guatr yani tiroit hormon yüksekliği (hipertiroidizm) durumunda cerrahiye alternatif olarak Radyoaktif İyot kullanılabilmektedir. Bunun sonucunda da genelde hipotiroidi gelişebileceğinden levotiroksin yerine koyma tedavisi uygulanacaktır.