Sağlık
En Yaygın Cilt Hastalığı: Nasır
Özellikle gün içerisinde çok fazla yürüyen veya ayakta duran insanlarda, ayakların sürekli olarak ayakkabı içinde beklemesine bağlı olarak birtakım cilt hastalıkları görülebilir. Bunlar arasında en yaygın görülenlerden bir tanesi olan ayak nasırları; ayak yapısına uygun olmayan ayakkabılar ile ayak arasında oluşan sürtünme, ezilme ve benzeri nedenlerden kaynaklı ortaya çıkan bir sağlık problemidir.
Oldukça ağrılı ve acı verici bir durum olan ayak nasırları, cildin olumsuz dış etkenlere karşı bir savunma mekanizması şeklinde oluşur. Cildin sertleşmesi ve buna bağlı olarak esnekliğini yitirmesi şeklinde gelişen ayak nasırları, ilerledikçe daha çok acı vermeye başlar ve tedavisi zorlaşır. Bu nedenle vücudun herhangi bir bölümünde nasır oluşumu gözlendiği takdirde ilerlememesi için derhal tedavi edilmelidir.
Nasırın Vücutta En Sık Rastlandığı Bölgeler
Nasır, genellikle ayakların kemikli bölgelerinde oluşan ve bu bölgelerin ayak yapısına uygun olmayan ayakkabılarla sürekli olarak sürtünmeye ve basınca maruz kalması sonucunda oluşan bir cilt hastalığıdır. Yaygın olarak ayaklarda görülmekle birlikte, özellikle ellerini kullanarak çalışan kişilerde elin basınca maruz kalan kısımlarında da ortaya çıkabilir.
Nasırlar genellikle basit olarak görülmekle birlikte başlangıçta çok fazla ağrıya neden olmaması ve günlük hayatı etkilememesi nedeniyle hastalar tarafından önemsenmez. Fakat başlangıç aşamasında tedavi edilmeyen nasırlar büyüdükçe ve sertliği arttıkça daha fazla ağrıya neden olur ve tedavi süreci de uzar. Bu nedenle yeni oluşan nasırlar derhal uygun yöntemlerle tedavi edilmelidir. Pek çok cinsi bulunan nasırların boyutları da değişkenlik gösterir.
Nasır Belirtileri ve Nedenleri
Nasır; başlangıç döneminde çoğunlukla rahatsızlık vermez ve oluşum yeri parmak araları olduğunda çoğu zaman ilerleyene dek fark edilmez. Derecesi ilerledikçe belirtilerini göstermeye başlar. Nasır belirtileri hemen hemen herkeste aynı olup en sık karşılaşılan belirtiler arasında; nasırın bulunduğu bölgede belirgin ağrı hissi, nasırlı deri bölgesinde kalınlaşma ve sertlik, ilerlemiş nasırlarda ağrının olduğu bölümde renk değişimi ve büyüme, nasırlaşmış bölgenin etrafında iltihaplanma, kalınlaşmış deride nasırın uç bölgesinin oluşumu, hafif dereceli nasırlarda baskının ortadan kaldırılması ile ortadan kalkan ağrı hissi sayılabilir.
En yaygın olarak ayaklarda görülen nasırın temel nedeni, ayak sağlığına uygun olmayan ayakkabıların giyilmesidir. Bununla birlikte sık olarak yüksek topuklu ve rahatsız ayakkabıların giyilmesi, giyilen ayakkabının ayağın boyutuna uygun olmaması ve bir yerinden ayağı vurması da nasır oluşumuna zemin hazırlar. Ayakkabı faktörünün haricinde; uzun süre boyunca çıplak ayakla yürüyen, bu sebeple ayakları sürtünmeye ve kuruluğa maruz kalan kişilerde de nasır oluşma ihtimali yüksektir. Nasır oluşumunda rol oynayan diğer faktörler ise ayağın belli bir kısmının sürekli olarak baskıya maruz kalması, ayağa giyilen veya takılan aksesuarların ayağa sürtmesi, yürüme şeklindeki bozukluklardır.
Nasırların çeşitleri ve boyutları birbirinden farklıdır. Tedavi sürecinin başlangıcında nasırın hangi evrede olduğu ve türü belirlenir ve buna yönelik tedavi planlanır. Temel olarak 3 farklı nasır çeşidi vardır: Yumuşak nasır, sert nasır ve tohum nasırı.
Genellikle ayak parmakları arasında kalan boşluklarda oluşan ve ağrı, akıntı gibi sorunlara neden olan nasırlar, yumuşak nasırdır. Boyutu 1-4 cm aralığında olup kızarık, hassas bir yapıya sahiptir. Oluşum nedeni parmakların birbirine normalin üzerinde baskı yapmasıdır. Ayağın kemikli kısımlarında meydana gelen, ayağın yanlış basılması veya kemiklerde bulunan deformasyonlara bağlı olarak ayakkabının ayak yüzeyine basınç yapması sonucunda gelişen sert nasır türünün ise yoğun bir kökü vardır. Topukların yan ve arka kısımlarında görülen tohum nasırları, ölü deriden oluşur. Basınca maruz kalması durumunda ağrıya neden olabilir. Nasır bölgesinin üzerindeki sert derinin temizlenmesi veya yumuşatılması ile genellikle ağrı hissi önlenebilse de; ilerlemiş durumlarda deri altında nasır köklerinin oluşması nedeniyle farklı tedavi yöntemleri gerekebilir.
Ayaklarda Görülen Nasırın Tedavisi
Nasır, kişiler tarafından gözle rahatlıkla görülebilen ve belirtiler nedeniyle kolaylıkla anlaşılabilen bir cilt rahatsızlığıdır. Fakat farklı türlerinin olması, boyutlarının ve görünümünün kişiden kişiye değişebilmesi nedeniyle bazı durumlarda siğil gibi diğer cilt sorunları ile karıştırılabilir. Bu nedenle ayağının belirli bir kısmında deri farklılaşması, sertleşme, ağrı, batma hissi gibi şikâyetleri bulunan hastalar; mutlaka bir cildiye uzmanına başvurmalıdır. Cildiye uzmanı tarafından nasır tanısının konulması durumunda doktorun vereceği öneriler doğrultusunda tedavi süreci başlar. Çoğunlukla nasır bantları, kremler ve evde alınabilecek pratik önlemlerle tedavi edilebilen nasırlar; nadir olarak çok fazla ilerlemiş olduğu durumlarda küçük cerrahi işlemler gerektirebilir. Tedavi sonrası süreçte nasırın yeniden oluşmaması için gerekli bakımlar düzenli olarak yapılmalı, ayak sağlığına ve ölçüsüne uygun ayakkabı kullanımına özen gösterilmelidir.
İltihaplı nasırlarda enfeksiyon, kanama ve akıntı ihtimali oldukça yüksektir ve tedavisi mutlaka hastane ortamında yapılmalıdır. Bu nasırlarda yara bakımı, iltihabın temizlenmesi ve antibiyotik tedavisi gibi seçenekler uygulanabilir. İltihapsız normal nasır türlerinde ponza taşı ile nasır yüzeyindeki ölü derinin temizlenmesi, nasır sökücü krem ve kalemler ile nasır bantlarından yararlanılarak evde tedavi uygulanabilir. Bu yöntemlerin birçoğu, nasır üzerinde birikmiş olan ölü derinin zamanla yok edilerek nasırın tedavi edilmesini hedefler. Fakat bu işlem yavaş yavaş yapılmalı ve canlı derinin zarar görmesi engellenmelidir.
Nasır bantı seçilirken nasırın boyutuna uygun olanlar tercih edilmeli ve canlı derinin ilaçla temas etmemesi sağlanmalıdır. Bunlara ek olarak karbonat, aspirin, sirke ve limon ile de ayak nasırı için evde bakım tedavileri uygulanabilir. Fakat yapılacak yanlış bir uygulama nasırın zarar görmesine ve duyulan acı hissinin artmasına, nasırın boyutunun daha da ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenle tüm bu yöntemlerin hangisinin veya hangilerinin uygulanacağına cildiye uzmanı tarafından karar verilmelidir.
Uzm. Dr. Yalçın Baş
Medical Park Tokat Hastanesi
Dermatoloji Uzmanı