Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Araştırmacılar, dans etmenin depresyon tedavisinde kullanılan standart antidepresan ilaçlardan daha etkili olabileceğini tespit etti. Çalışma, dansın birden fazla terapötik unsuru tek bir aktivitede birleştirdiğini ve ilaçların aksine hiçbir yan etki barındırmadan iyileşme sürecini hızlandırdığını vurguluyor.

Bilim insanlarına göre dansın bu denli güçlü bir etki yaratmasının temelinde biyolojik ve psikolojik faktörlerin eşsiz uyumu yatıyor. Dans etmek, beyinde endorfin, dopamin ve serotonin salınımını tetikleyerek doğal bir nörokimyasal destek sağlıyor. Bu süreç, stresi azaltıp ruh halini iyileştirirken, aynı zamanda zihin ve beden arasında güçlü bir bağlantı kuruyor. Somatik terapinin temellerini barındıran bu aktivite, kişinin dikkatini müziğin ritmine ve o ana odaklamasını sağlayarak, depresyonu besleyen negatif düşünce döngülerini kırmaya yardımcı oluyor.

Araştırma ayrıca dansın sosyal ve duygusal boyutlarına da dikkat çekiyor. Grup halinde yapılan danslar, modern çağın en büyük sorunlarından biri olan sosyal izolasyonla mücadele ederek aidiyet duygusunu güçlendiriyor. Sözel terapide duygularını ifade etmekte zorlanan bireyler için dans, sözsüz ve özgürleştirici bir dışavurum aracı olarak işlev görüyor. Fiziksel açıdan ise kardiyovasküler sağlığı iyileştirip bilişsel fonksiyonları artırarak kişinin özgüvenini ve genel yaşam kalitesini yükseltiyor.

Raporun en çarpıcı sonucu ise "sıfır yan etki" vurgusu oldu. Kilo alımı, uykusuzluk veya mide bulantısı gibi yaygın yan etkilere sahip antidepresanların aksine, dansın sadece pozitif fiziksel ve zihinsel getirileri bulunuyor. Uzmanlar, "hareket ilaçtır" felsefesinden yola çıkarak, ister tek başına ister bir sınıfta olsun, dansın hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı destekleyen güçlü bir tedavi mekanizması olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor.

Kaynak: Noetel, M., et al. (2024). "Effect of exercise for depression." The BMJ.