LabMedya TV
Niçin ağlarız? Üç gözyaşı tipinin kimyası
Videoda Türkçe altyazıyı etkinleştirmeyi unutmayınız.
İçinde bulunduğumuz koşullarda her bir gözyaşı sahip olduğu biyolojik fonksiyon hakkında bilgi veren farklı kimyasal yapıya sahiptir. Yukarıda bulunan TED-Ed videosunda tanışacağımız, cesur olduğu kadar da sürekli ağlayan hassas kız Iris’i tanıyarak durumu daha kolay kavrayabiliriz.
Öncelikle dalga geçmeden ve kendinize Iris’ten daha cesur olduğunuzu söylemeden önce şunu bilmeniz gerekiyor ki çoktan gözyaşları içerisindesiniz. Aslında sürekli gözyaşları içerisindesiniz, çünkü gözlerinizin sürekli suya, temiz kalmaya ve ışığı algılamaya ihtiyacı var. Lakrimal bezlerinizle üretilen ‘bazal gözyaşları’ göz yüzeyinden temizlenmek üzere lakrimal punkta adı verilen özel tüplerle temizleniyor.
Bu işlemin gerçekleşmesi için her gün 1,2 ml gözyaşına ihtiyacınız var bu da yıllık yarım litre uyarılmamış gözyaşına denk geliyor. Bütün bu gözyaşları gözün yüzeyinde üç katman oluşturarak tutuluyor; mukus tabakası, sulu tabaka, lipid tabakası. Eğer işlerini sorunsuz bir şekilde hallediyorlarsa orada olduklarını anlamayacaksınız bile.
Belki de çoktan fark ettiğiniz refleks gözyaşları; dışarıdan size zarar veren, tahriş edici yabancı madde ya da çiğ soğanı keserken yayılan kimyasallar gibi nedenlere tepki olarak ortaya çıkarlar. Bu refleks gözyaşları yalnızca bazal gözyaşlarına oranla daha çok üretilmezler, aynı zamanda sulu tabaka gözlerinize girmeye çalışan herhangi bir mikro organizmaya karşı da çok fazla antikora sahiptir.
Peki, duygusal gözyaşları için ne diyebiliriz? İnsan biyolojisi hakkında en karmaşık yapıya sahip olan şey de üzüldüğümüzde ya da çok mutlu olduğumuzda ağlama eğilimi göstermemiz. ‘Neden bu sebeplerden dolayı ağlıyoruz?’ sorusuna kimsenin şu an tam manasıyla verebilecek herhangi bir cevabı yok, ancak yukarıdaki videonun açıkladığına göre, bir şey bu ağlama eğilimi diyebileceğimiz kimyasal yapıya etki ederek bunu gerçekleştiriyor.
Duygusal gözyaşları, kontrolünüzü kaybettiğiniz hissini yaşadığınızda ortaya çıkıyorlar. Bununla birlikte bilim insanları diğer tüm fiziksel reaksiyonları da hesaba katıyorlar. Yükselen nabız oranı ve yavaşlayan soluk alıp verme, stres hormonumuz - ve endorfin yüklü gözyaşları çok hızlı bir şekilde ruh halinizi düzenleyebilir. Belki de bunların hepsi etrafınızda bulunan, değer verdiğiniz bir kimseden sarılma ihtiyacınızın açıkça sinyallerini veren eylemlerdir.
Kaynak: https://www.sciencealert.com/watch-why-do-we-cry-the-chemistry-of-three-types-of-tears