Biyoteknoloji
KANATLI AŞILAR
GİRİŞ
Sivrisinekler -özellikle bizlerin günlük hayatta rastlayabileceği sivrisinekler- Aedes aegypti türüdür. Yapılan çalışmalar Culicidae ailesine mensup bu türün diğer sivrisinek türlerine kıyasla en çok insan kanı seven tür olduğunu ortaya çıkartmıştır. Bizleri bu sivrisineklerin yalnızca dişileri ısırmaktadır. Bunun sebebi dişi sivrisineklerin yumurtalarını proteince zengin kanımızla besleyecek olmalıdır. Sivrisineklerin ısırması, sokması ya da kan emmesi vb. yaygın kullandığımız ifadeleri duyunca sivrisineklerin gözle görebileceğimiz büyük bir iğnesi olduğu ve bu iğne aracılığıyla kanımızı emdikleri gibi bir kanaate varmak oldukça mümkün. Eğer öyleyse, sivrisinekler iğneleri ile kanımızı emiyor diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Sivrisineklerin kanımızı çekmek için kullandıkları yapıları “proboskis” denilen, literatürde “hortum” olarak da geçen ve omurgasız hayvanlarda genellikle emmek ve beslenmek amacıyla kullanılan bir ağız uzantısıdır. Arılardaki iğneye benzer bir yapı değildir.
Sivrisineklerin bizi “ısırdığını” genelde ısırıldıktan çok sonra fark ederiz. Sivrisinekler proboskislerinin içerisinde yer alan mikro iğneleri ile damarları tespit eder etmez antikoagülan adlı proteinler içeren tükürüklerini salgılayarak hem kan emecekleri bölgeyi uyuştururlar hem de aynı salgı sayesinde kanın pıhtılaşmasını önlerler. Bu sebeple kanımız emilirken hiçbir şey hissetmeyiz. Kanımızı içsinler tamam ancak o vızıldamalar çekilir gibi değil dediğinizi duyar gibiyim. Frekansı 450 ila 500 hertz arasında olan, tek bir nota ile eşleşen ve kanatlarının hareketi sonucunda ortaya çıkan o vızıldamaların sebebi ise CO2. Dişi sinekler CO2 varlığında konak aramaya başlıyorlar tam olarak bu yüzden gece başımızın etrafında kanat seslerini duyuyoruz. Ayrıca bizlere sinir bozucu gelen bu ses erkek sivrisineklerin eşlerini seçerken dikkate aldığı ölçütlerden biriymiş. Anlaşılan o ki sivrisineklerle insanların müzik zevki pek uyuşmuyor.
Sivrisinekler tarafından en az bir kez kanınızın emildiğini varsayıyorum. Bunu fark ettiğiniz zaman muhtemelen üstünde çok durmamışsınızdır. Tedavisi olmayan bir hastalık bulaşmış olabilir mi diye endişelenmemişsinizdir diye tahmin ediyorum. Şanslıyız ki bizim coğrafyamızdaki sivrisinekler çok da zararı olmayan yazdan yaza insanları yoklayan kışınsa neredeyse ekosistemden silinmiş gibi tamamen unutulan canlılar. Oysa Dünyanın farklı yerlerinde bizim kadar şanslı olmayan insanlar da var.
Sivrisineklerin, karikatürlerde elinde terlikle resmedilen ve görenleri kahkahaya boğan mağdurları da var belgesellerde rastlayınca göz yaşlarınızı tutamayacağınız kadar üzüleceğiniz konakları da. Belki daha önceden kulak aşinalığınız vardır. Sivrisinekler başlıca Sıtma, Sarıhumma, Batı Nil Humması, Japon Ensefalit Virüsü, Chikungunya, Dang Humması, Elefantiyazis ve Zikavirüs olmak üzere çeşitli hastalıklara vektörlük etmektedir. Bulaşıcı ve henüz kesin tedavisi bulunmayan bu hastalıklar arasında en yaygın olanı sıtmadır. Sıtma eritrositlerin protozal bir enfeksiyonu olarak tanımlanabilir. Nadiren kan ya da organ nakli, kontamine iğne paylaşılması gibi sebeplerle de bulaşabiliyor olsa da sıtma hastalığı sivrisineklerin yaydığı bir hastalıktır.
Sivrisinekler hakkındaki genel bir bilgi edindikten sonra D. S. Yamamoto, H. Nagumo and S. Yoshida tarafından 2010 yılında “Insect Moleculaar Biology” yayınında yer alan çalışmalarına gelelim. Japon bilim insanlarından oluşan ekip, aşı çalışmalarını “Şark Çıbanı” olarak da bilinen- Kum Sinekleri tarafından konağa bulaştırılan, organ hasarına ve ciltte yaralara neden olabilen paraziter bir hastalık-“Leishmaniasis hastalığı” üzerinden gerçekleştirmişler. Leishmaniasis aşısı olan “SP15” aşısını sivrisineğe uyguladıktan sonra sivrisinekleri gözlemleyen bilim insanları sivrisineklerin konağa bıraktığı tükürüklerinde SP15’e rastlamışlar. Yani aşılanan sivrisinek SP15 içeren tükürük salgılamaya başlamış. Daha sonra çalışmaya dahil edilen fareler sivrisinekler tarafından ısırıldıktan sonra kan örnekleri alınmış ve yapılan kan tahlillerinde farelerin parazite karşı antikor ürettiği görülmüş. Sivrisineklerin ısırma esnasında konağın vücuduna tükürük bırakması sahip olduğu hastalıklar yüzünden konağı hasta edebildiği gibi SP15 gibi aşılarla genetiği değiştirilen sivrisinek tükürükleri ise konağın antikor üretmesi için de kaynaklık edebilir hale geliyor. “Uçan aşılayıcı” olarak adlandırdıkları transgenik sivrisineklerce aşılanan yanı ısırılan farelerin ilgili hastalığa karşı ürettikleri antikorları yavru farelere de kalıtıldığını gözlemlemişler. Bu noktadan sonra araştırmacıların sordukları kritik soru ise “bu antikora sahip fareler Leishmaniasis ile karşılaştıkları zaman hayatta kalıp korunabilecekler mi?” olmuş ve bu soruya cevap aramaya başlamışlar. Gözlemlenen fareler hastalıktan kurtulmuşlar. Yapılan çalışma pozitif sonuç vermiş. Böylece sivrisinekler ile aşı yapılabileceğini ve yapılan aşının ürettirdiği antikorların işe yarayabileceği raporlanmış.
Bu umut vadedici çalışma günümüzde çok popüler değil ancak olur da önümüzdeki süreçte sivrisineklerle aşılama yaygın olarak kullanılacak bir yöntem haline gelirse her biyoteknolojik çalışmada olduğu gibi birtakım soruları ve etik sorunları da beraberinde getirecektir. Örneğin aşı olmak istemeyen bireyler bir gece ansızın odalarına gelen genetiği değiştirilmiş sivrisinekler tarafından farkına varmaksızın ısırılabilir. Ya da her iyi niyetle yapılan çalışmada olduğu gibi bu çalışmada da hedeften uzaklaşacak ve çalışmayı başka amaçlar için kullanmak isteyecek kişiler olacaktır. Somutlaştırmak gerekirse konak hissetmeksizin uygulanabilen bu biyolojik habersiz aşılama tekniğinin kişilere ya da toplumlara birtakım hastalıkları yaymak, yeni üretilen ve henüz onaylanmamış aşıları test etmek gibi kötü niyetlerle kullanılması da mümkün. Gelecekte hangimiz kalabalık bir sivrisinek ordusunun saldırısına maruz kalmak ister ki. Bu noktada önemli olan her biyolojik çalışmada olduğu gibi bu çalışmanın verilerinin ve kontrolünün kimlerin elinde olacağıdır. Konu bilimsel çalışmalar olunca insanların endişelerinin sonu gelmiyor. Albert Einstein’ın “Ben atomu insanlığa hizmet etmek için parçaladım. Onlar bomba yapıp birbirlerini yok ettiler.” sözüyle özetlediği üzere zamanın şahit olduğu olumsuz örnekleri düşününce bilimsel çalışmalar sebebiyle endişelenmeyin demek de pek mümkün olmuyor.
SONUÇ
Özetlemek gerekirse sivrisinekler tedavisi olmayan birçok hastalığa vektörlük etmektedir. Bizim coğrafyamız için olmasa da başta Afrika ülkeleri olmak üzere dünyamız sivrisinek kaynaklı hastalıklar sebebiyle kan kaybetmekte. Bilim insanları sivrisineklerin vektör işlevinden faydalanarak yaptıkları çalışmalarla bu sorunları önlemek için bir adım atmış ve sivrisineklerin insanlık için tehlike oluşturan vektörlük özelliğini faydalı bir hale getirebilmek için oldukça detaylı bir çalışma yürütmüşler. Henüz Sıtma gibi sivrisinek kaynaklı hastalıklar için çare olmasa da başka hastalıklar için sivrisineklerin kanatlı aşılar olarak kullanılabileceklerini kanıtlamışlar.
Kaynaklar:
https://www.science.org/content/article/researchers-turn-mosquitoes-flying-vaccinators
https://resjournals.onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.1111/j.1365-2583.2010.01000.x
https://www.researchgate.net/publication/42587873_Flying_Vaccinator_A_transgenic_Mosquito_Delivers_a_Leishmania_Vaccine_via_Blood_Feeding
https://www.researchgate.net/profile/Helen-Jamet/publication/8359239_Mosquito_Behavior_and_Vector_Control/links/00463527cc25394f8a000000/Mosquito-Behavior-and-Vector-Control.pdf
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1538544209000145
https://jag.journalagent.com/turkhijyen/pdfs/THDBD_53_1_0_45.pdf#page=31
https://pdf.trdizin.gov.tr/pdf/RkVRUitkSFZxWm5abkxCMVZuQ3BCTVZmS0o4WUJ6eFpHYmxXQ1dQT3BzSHVPZy82dVhmd1Q5MTJzYVBNMjExb0RPWjNFS0dYbU1PM0N5dDV4YkFyck5SajNmWWJFVTdkSXlZbUljOER0UUg4bDJJU0VnV3B1bzhNYzFENFRheElnaTBQNXB6dGliRDFCVzhaTkhqRkE1R1I5Mm80TDVWQ1Q1R2ZUdjFHL2E1dlcwZ1FYQlVkMnN6V0kyTUUxZStVNGdYaVRFeGlFdHhTRlBxd0M4d0l6VEJ0Uy8wZ0RlbGxVL0t6YmNyZks2Z1pmZmptWkg5K1lMQ0IrOFdXQ1FsMllzcjJQbGwwVG1TcW93PT0
https://www.indyturk.com/node/369956/bi%CC%87li%CC%87m/bilim-insanlar%C4%B1-yan%C4%B1tlad%C4%B1-sivrisinekler-neden-kula%C4%9F%C4%B1m%C4%B1z%C4%B1n-dibinde-v%C4%B1z%C4%B1ldar#:~:text=Karbondioksit%20di%C5%9Fi%20sivrisinekleri%20konak%20aramaya,edici%20v%C4%B1z%C4%B1lt%C4%B1lar%C4%B1%20kulaklar%C4%B1n%C4%B1n%20dibinde%20
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3609166/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3257884/
https://www.sciencenews.org/article/genetics-how-mosquitoes-sniff-out-human-sweat?tgt=nr