Biyomedikal
Damar tıkanıklığı tedavisinde Türk imzası
Özdemir, 40 hastada uyguladığı "M3 tıkanıklıkları için endovasküler tedavi" çalışmasını Dünya İnme Kongresi’ne sunmuştu.
Nöroloji kliniğinde yatan hastaların büyük çoğunluğunun felç nedeniyle tedavi görmektedir ve hastaların büyük çoğunluğunun damar tıkanıklığına bağlı inme geçiriyor. Özdemir’in söylediklerine göre, bu hastalar, ilk birkaç saat içinde ilgili inme merkezlerine ulaştırılırsa ölüm ve sakat kalma oranları düşmekte. Böylelikle hastalar felçten kurtarılabilmekte.
Beyinde ulaşılması daha zor, ileri bölgelerinde ve ince damarlardaki tıkanıklara müdahale edilemediğinden, bu durumlarda ilaç tedavisi uygulanmaktadır.
İnce damarlara müdahale ettiğini söyleyen Özdemir, "Bu hastalarım ayaktan taburcu edildiler. Bu hastalara müdahaleyle tüm damarlarını açabildik. Takiplerinde de herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bu hastalara da müdahale edilebileceğini ve müdahale edilmesi gerektiğini, literatürde tanımlamış olduk" dedi.
Özdemir, 40 hastada uyguladığı "M3 tıkanıklıkları için endovasküler tedavi" çalışmasını Dünya İnme Kongresi’ne sunmuştu.
Özdemir’in anlattıklarına göre anjiyoda kullanılan malzemeler diğerlerine göre çok daha ince ve beyin dokusuna olabildiğince az zarar verecek daha yumuşak malzemeler kullanılıyor. Uygulanan sistemse genel olarak aynı. Damar tıkanıklığı olan bölgeye anjiyoda kullanılan kataterler ile ulaşılıyor. Daha sonra ise o bölgeye pıhtıyı alabilecek özel stentler kullanıyor. Bu stentler kalıcı değiller. Çıkarıldıklarında pıhtıyı da beraberinde getiren ve darda açıklığı sağlayan özel stentlerdir. Yine bu hastalarda doğrudan o damar içerisindeki pıhtının içine eritici ilaçlar vererek de yine bu damarları açılabilmekte.
Müdahale ettiği hastalardan vefat eden olmadığını vurgulayan Özdemir, sadece bir hastasında hafif bir beyin kanaması olduğunu, ama o hastanın da ayakta taburcu edildiğini söyledi.