Çevre ve Endüstri
Geleceğin Enerji Kaynağı: Dev Mıknatıs
Geçtiğimiz günlerde dünyanın en güçlü mıknatıslarından birinin temel bileşenleri Kaliforniya’da 24 dingilli bir kamyona yüklendi. Mıknatıs, bir uçak gemisini yerden 2 metre yükseğe kaldırabilecek kadar güçlü.
Donanımın varış noktası, 35 ulusun Fransa’daki ITER isimli uluslararası koalisyonu olacak. ITER, nükleer füzyonla bugüne dek görülmüş en büyük ölçekte üretilecek enerjiye öncülük etmeyi umuyor. Bu, sıfır salımlı ve bol enerji kaynağı geliştirilmesi için kilit bir adım.
Bileşenler Fransa’da, tokamak adlı halka şekilli bir yapının kalbinde yer alan, 6 katlı, yüksek bir elektromıknatıs olan Merkezi Solenoid’in parçasını oluşturacak. İçindeki vakum odasında döteryum ve trityum gazları, Güneş çekirdeğinden 10 kat daha sıcak olana ve iyodize plazma halini alana kadar aşırı ısıtılacak. Bu noktada füzyon reaksiyonu atom çekirdeklerini birleştirerek muazzam miktarlarda enerji üretecek.
Mıknatıslar, işlemde üretilen ultra-yüksek enerjili nötronları yaydığı sırada plazmayı belirli bir şekilde tutacak. Bu nötronlar, odanın duvarına çarpacak ve bazıları enerjiyi dışarı doğru iletirken, bazıları da odadaki lityumla tepkimeye girerek reaksiyon için daha fazla yakıt üretecek.
Fransa’daki ITER iletişim başkanı Laban Coblentz, Vice’a yaptığı açıklamada “ITER, teknolojik zorlukların birleşimi sebebiyle tarihteki hiçbir şeye benzemeyen ilginç bir deney” dedi ve ekledi: Bir mühendisle Merkezi Solenoid hakkında konuşur ve boyutlarını verirseniz, şu gibi şeyler söylersiniz: ‘Bir uçak gemisini kaldıracak kadar güçlü veya yaklaşık 18 metre yüksekliğinde bir mıknatıs, buna rağmen milimetrik hassasiyetle makinenin merkezi ekseni boyunca konuşlandırılması gerekiyor.’ Mühendis de haklı olarak bunun delilik olduğunu söyleyecektir.
San Diego yakınlarında, Kaliforniya’daki Poway’de General Atomics adlı ABD firması tarafından üretilen bileşenler sonunda Fransa Cadarache’ta inşa edilen ITER kompleksine varacak.
Güneş’in içindekine benzer reaksiyonlar kullandıkları için kimi zaman “Dünya’daki yıldızlar” diye adlandırılan ticari nükleer füzyon santrallerinin inşası, güvenli ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı sunma potansiyeli göz önüne alındığında, onlarca yıldır bilim insanlarının hayali olageldi.
Önceki girişimlerde tokamakların içinde füzyon reaksiyonları oluşturulduysa da hiçbiri dışarı çıkan enerjinin içeriye girenden daha büyük olduğu “başa baş noktaya” ulaşamamıştı. Bugüne kadarki en yakın girişim, başlangıçtaki enerji girdisinin yüzde 67’sini üreten Birleşik Krallık’taki (BK) Birleşik Avrupa Torusu olmuştu. İlk süreçleri 2025’te test edilecek ITER, bu girdinin 10 katı enerji üretmeyi hedefliyor.
Proje, BK, AB, ABD’nin yanı sıra Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Rusya dahil 35 ülke arasında ortak finanse edilen bir işbirliğinden oluşuyor. ITER Organizasyonu Genel Müdürü Dr. Bernard Bigot, bir açıklamada; “ITER projesi tarihteki en karmaşık bilimsel iş birliğidir. Çok zorlu. Türünün ilk örneği olan bileşenler, General Atomics gibi önde gelen şirketler tarafından yaklaşık 10 yıllık bir süre içinde üç kıtada üretiliyor. Her bir bileşen üstün bir mühendislik ekibini temsil ediyor. Bu küresel katılım olmasaydı ITER mümkün olmazdı. Zira birleşik bir çaba halinde her bir ekip, diğerlerinden öğrendikleriyle yatırımını geliştiriyor”.
Kaynak. www.independent.co.uk/climate-change