Sağlık
ADET DÜZENSİZLİĞİ, PREMENSTRUEL SENDROM (PMS) VE NÖRALTERAPİ
Adet Düzensizliği
İlk görülen adetten menopoza kadar üremeye yönelik her ay tekrarlayan hormonal değişiklik ve adet kanaması ile karakterize, özellikle genital sistem olmak üzere tüm organizmayı etkileyen periyodik değişikliklere “mensturel siklus” adı verilir. Mensturel siklusun 1. günü olarak adet kanamasının başlangıç günü kabul edilir. Mensturel siklus 28+/-7 gündür. Ortalama kanama süresi 5+/-3 gün kadar olup, bir dönem boyunca kaybedilen kan miktarı 30 ml. (20-80 ml.) civarındadır. İlk menstürasyon kanaması 13 (8-16) yaş civarında görülür. Menarştan (ilk adet) sonraki 12-18 aylık dönemdeki adetler genellikle düzensiz ve yumurtlamadır. Normal bir adeti oluşturan 4 faktör vardır;
Hipotalamus,
Hipofiz,
Yumurtalık,
Rahim.
Bu faktörlerden herhangi bir aşamada oluşabilecek sorun karşımıza adet düzensizliği olarak çıkar.
Mensturel siklus bozukluklarını tanımlamak istersek;
Oligomenore: 35 günden uzun aralıklarla oluşan düzensiz kanamalardır.
Polimenore: 21 günden kısa aralıklarla oluşan düzenli kanamalardır.
Hipomenore: Menstürel kanama miktarının az olmasıdır.
Hipermenore: Menstürel kanama miktarının fazla olması, ancak süresinin normal olmasıdır.
Menoraji: Menstürel kanamanın uzamasıdır.
Metroraji: Düzensiz aralıklarla oluşan kanamalardır.
Menometroraji: Düzensiz aralıklarla oluşan bol kanamalardır.
Ovulasyon kanaması: İki adet ortasında görülen hafif kanamadır.
Premenstürel kanama: İki adet kanamasının öncesinde görülen hafif kanamadır.
Spotting: Lekelenme şeklinde kanamalardır. Sıklıkla rahim içi araç veya hormonal bozukluklara bağlıdır.
Jüvenil kanama: Menarş veya hemen sonrasında görülen çoğunlukla yumurtlama sorununa bağlı kanamadır.
Anormal vajinal kanamaları ikiye ayırmak mümkündür;
Organik nedenler ve
Disfonksiyonel uterin kanamalar.
Organik nedenler; RIA (rahim içi araç, spiral) kullanımı, ilaçlar, abortus (düşük), ektopik gebelik (dış gebelik), trofoblastik hastalık, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, kan, tiroit hastalıkları, vajina, dış genital, rahim ağzı ve rahimin kendisinden kaynaklanan kanamalardır. Rahim ağzından veya rahim içinden kaynaklı bir polip yapısı adet düzensizliğine neden olabilir. Yine rahimden kaynaklı myom yapısı da kanama yaratır, travmaya bağlı yırtıklar da bir diğer anormal kanama nedenidir. Tedavileri genellikle sebebe yöneliktir ve tanıları basit bir jinekolojik muayene ve ultrasonografi ile konulabilir.
Disfonksiyonel kanamalar organik bir nedene bağlı olmayan, normal dışı rahim kanaması olarak tanımlanabilir. Bu nedenle disfonksiyonel kanama tanısı, diğer kanama nedenleri dışlandıktan sonra konan bir tanıdır.
Adet düzensizliklerinin %90 kadarı anovulatuvar (yumurtlama fonksiyon bozukluğu) disfonksiyonel kanamalar olup bu tip kanamalar daha çok menarş sonrası ve menopoz öncesi görülürken, %10’u yumurtlamalı disfonksiyonel kanamalardır ve 30-40’lı yaşlarda görülür. Disfonksiyonel kanamalar adet kanamalarının ya da miktarının veya her ikisinin birden bozulması ile ortaya çıkar.
Tedavi: Yukarıda anlatılan organik nedenler ve / veya Endometrial Hiperplazi var ise nedene yönelik tedaviler uygulanmalıdır. Ancak bunların hiç biri yok ve anlamlandırılamıyorsa, psikojenik ve / veya tespit edilemeyen bir hormonal bozukluk kaynaklı olduğu şüphesi varsa, hormonal aksı düzenleyen nöralterapi; bu konuda faydalı olabilecektir.
Adet Öncesi Gerginlik-Ağrı / Premenstürel Sendrom (PMS)
Menstürel siklusun ikinci yarısında ortaya çıkan ve menstürasyonla birlikte ortadan kalkan bazı rahatsızlıkların günlük aktiviteyi engelleyecek ve tedaviyi gerektirecek boyutlarda oluşu “premenstürel sendrom” adını alır. Genellikle adet kanamasından 7-14 gün önce başlayan, kişisel farklılıklara göre değişik semptomlar kompleksi gösteren ve bu nedenle bir sendrom olarak adlandırılan PMS ilk olarak ruhsal yapıda dengesizlik ve ödem oluşumuna eğilim olarak tanımlanmıştır. PMS yaklaşık 200 kadar semptomu gösterilmiş olan bir psikonöroendokrin bozukluktur. Kadınların yaklaşık %30-50’sinde PMS vardır. Bu olayların %5-10’unda semptomlar çok şiddetli olabilmektedir. Genellikle 25-35 yaşlarında görülür. En sık görülen şikayetler memelerde ağrı, vücutta su toplanması, karın şişliği, iştah değişiklikleri ve ruhsal değişikliklerdir. PMS tanısı koymak için bazı kişiler göz önünde bulundurulmalıdır.
Şikâyetler bir adet döneminin 2. yarısında ortaya çıkar.
Adet döneminin ilk yarısında hiç şikâyetsiz en az 1 haftalık dönem vardır.
Şikâyetler en azından ardışık 3 ay üst üste tekrarlamalıdır.
Şikâyetler günlük aktiviteyi engeller ve tedavi gerektirir.
Tedavi: Hormonal aksı düzenleyen nöralterapi başta olmak üzere; B6 vitamini, egzersiz ve sıvı - elektrolit dengesinin ayarlanması, tuzun azaltılması da tedaviye yardımcı olması açısından eklenebilir.
Tüm sevgi ve ışığımla, herkese sağlıklı ve huzurlu bir yaşam dilerim.