Page 60 - LabMedya - 67
P. 60
60 SAĞLIK w w w .labm edy a. c om
DİYABET VE KANSER METABOLİZMASI
Fatma Nur MUTLU
DIYABETTE KARBONHIDRAT VE denir. Kan glukoz düzeyinin dengede karaciğerden dokulara az yağ gitmesi bir sonuçtur. Laktatın pirüvata dönüşümünü
LIPID METABOLIZMASI tutulması pek çok biyokimyasal olaylar ile karaciğerde yağ kullanımı azalır ve katalizleyen LDH (Laktat dehidrogenaz)
ile düzenlenir. Bunlar Glikoliz, Glikojenez, karaciğer yağlanmaya başlar. 4 enzimi miktarındaki artış normalden fazla
İnsülin, pankreastaki Langerhans Glikojenoliz ve Glukoneogenez. Glikoliz, olması glikolizin artmasına sebep olur. 5-6
adacıklarının beta hücrelerinde üretilen glukozun laktat veya piruvata metabolize Lipaz, insülin varlığında inhibe olan bir
bir hormondur ve kanda serbest olan edilmesi sürecidir. Glikojenez, vücuda enzimdir. Ayrıca bu enzim trigliserollerden Glikoliz sonucu üretilen laktik asitlerden
glukozun hücrelere taşınmasını sağlar. alınan karbonhidratlar sonucu elde Gliserol ve yağ asitlerinin eldesini gelen karbon zincirlerinin zorlu Mikroçevre
Diyabette insülin hormonu salgılayan ettiğimiz glukozun depolanmak üzere katalizler. Bu sürece lipoliz denir. İnsülin koşullarına daha uygun olmaları ve
beta hücrelerinin yeterli veya hiç insülin glikojene dönüştürülmesidir. Glikojenoliz, yokluğunda lipaz inhibe edilemediğinden bunu nükleik asit, protein ve lipid gibi
üretememesi ya da vücut hücrelerimizin açlık döneminde glikojenez ile depo edilen dolayı sürekli olarak yağ yıkımı mevcuttur. biyomolekül sentezi için yapıtaşı olarak
insüline karşı direnç göstererek insülin glukozun glikojen halinden tekrar glukoza Hücrelere glukoz ile enerji taşınamaması kullanabilmesi kanser hücrelerinin aerobik
hormonunu hücre içerisine almamaları döndürülmesidir. Glukoneogenez, uzun sonucu yağların yıkılımı ile keton solunuma yönelmesinin nedenleri arasında
sonucu oluşan metabolik bir sendromdur. açlık dönemlerinde karbonhidrat olmayan cisimleri oluşumu ketoasidoza neden olabilir. Kanser hücreleri hızlı bir şekilde
Diyabetin çeşitli tipleri tanımlanmıştır fakat kaynaklardan glukoz elde edilmesidir. olur. Ketoasidoz sürecinde yağ asitlerinde bölündüğünden dolayı biyomoleküller hücre
en sık görülen Tip 1 ve Tip 2 Diyabettir. Tip Bu kaynaklar laktat, Gliserol, piruvat, ciddi artışlar gözlenir ve enerji eldesi için bölünmesinde zorunluluk arz etmektedir. 5
1 Diyabet, pankreastaki beta hücrelerinin glukojenik amino asitler ve tek zincirli yağ lipoliz sürekli gerçekleşmek zorundadır. Glikoliz kanser hücrelerinde oksijen
fonksiyonunun azalması veya tamamen asitlerinden sağlanır. Bu biyokimyasal yollar Lipoliz sonucunda karaciğerde VLDL- alınımını en aza indirir. Bu durum hipoksik
fonksiyon kaybı ile karakterize olmaktadır. ile glukoz seviyesinin dengede tutulmasını trigliserit üretiminde bir artış gözlenir. koşullarda kanser hücrelerinin agresif
Beta hücrelerinin otoimmün yıkımı sağlayan tüm süreçler Karbonhidrat VLDL trigliseritlerin salınımında görevlidir. ve daha hızlı çoğalmalarının yolunu açar.
sonucu fonksiyonlarını yitirirler. Tip 2 Metabolizması’nı oluşturur. 1-3 Kontrolsüz şekilde artması kalp damar Artmış glukoz kullanımı malign hücrelerin
Diyabet ise diyabetin en sık görülen tipidir. hastalıklarına neden olur. Metabolizma bilinen bir özelliğidir. 5-6
Hücrelerin insülin algılayıcı reseptörlerinin Vücuda alınan glukoz sadece glukoz kontrolündeki eksiklikler LDL (düşük
haraplanması sonucu hücre içerisine olarak değil yağ asitleri olarak da depo yoğunlukta lipoprotein) kolesterol seviyesini Glukozun piruvata kadar indirgenmesinden
insülin hormonu alınamaz. Sinyal yolundaki edilir. Hücre içeresine glukoz alınamaması arttırabilir ve HDL (yüksek yoğunluklu sonraki süreçte krebs döngüsüne
anormallikler, GLUT-4 (Glikoz taşıyıcı kan dolaşımında serbest halde bulunan lipoprotein) kolesterol metabolik kontrole girmemesinin sebebi mitokondride gelişen
tip 4) içeren veziküllerin hücre zarı ile glukozun daha fazla depo edilmesine yol bağlı olarak azalma gösterir. Dolaşımda geri döndürülemez hasar sonucunda
füzyonunun bozulması da bu olaya eşlik açar. Bu yağ kütlesinin artmasına neden lipitlerin korunumu hastalar için kötü da oluşmuş olabilir. Bu nedenle kanser
eder. Hücre içerisine alınmayan insülin kan olur. Tip 2 Diyabete sahip bireyler genelde prognoz göstergesidir. 4 hücreleri önemli ölçüde daha fazla ATP (38
şekerini dokulara taşıyamaz ve kandaki obezdir ve obezite aslında diyabete sebep ATP) üreten solunum yerine ATP (2 ATP)
serbest glukoz oranı artar, kan glukoz olur. Dolaşımda insülin konsantrasyonunun KANSERDE KARBONHIDRAT VE sentezinin verimsiz fakat hızlı glikolitik
düzeyi normalin üzerine çıkar. Metabolik yüksek olması ile hücrelerin enerji LIPID METABOLIZMASI yoluna güvenmek zorundadır. 5-6
olarak istenmeyen ve zararlı bir durum ile ihtiyaçlarının karşılanması için yağ
karşılaşılmış olur. asitleri uyarılır. Glukoneogenez yoluya Normal hücrelere ile karşılaştırıldığında Kanser hücrelerinde, besin maddelerinin
2
yağ asitlerinden glukoz elde edilmesi için kanser hücrelerinde hızlı çoğalma ve az bulunması ile metabolik olarak
Beslenmede karbonhidratlar en önemli Lipoliz ile yağ asitleri asetoasetik asit, büyüme gözlemlenir. Bu hızlı çoğalma zorlayıcı bir ortama maruz kalmaları
enerji kaynağıdır. Vücuda alındığında beta hidroksibütirat ve aseton gibi keton ve büyümeden dolayı kanser hücreleri membran biyogenezleri, enerji üretimi
kullanılabilmeleri için monosakkaridlere cisimleri oluşur. Bu keton cisimleri krebs metabolizmasını değiştirmeye ve yeni ve protein modifikasyonu süreçleri yağ
kadar parçalanmaları gerekir. döngüsünün ilk ürünü olan AsetilKoA’yı düzenlemelere ihtiyaç duyar. Kanser asitlerinin alımını arttırır bu durum lipid
Parçalanmaları ağızda başlar ve ince yıkarak krebs döngüsüne sokarlar. Böylece hücresi hızlı gelişimi için öncelikle enerji metabolizmasının dengesinde değişimlere
bağırsak tarafından emilerek kana geçerler. alternatif enerji kaynağı elde edilmiş olur. elde etme metabolizmasında değişikliğe yol açar. Lipid metabolizmasının
Karbonhidratların monosakkarid birimi olan Fakat keton cisimleri dokunun pH’ını gider. Agresif bir çoğalma gösteren kanser bozulması karsinogenez sürecinde
glukoz şeklinde hücre içerisinde metabolize arttırarak ortamı asidik yapar. Vücut bu hücresi enerjisinin korunması ve daha etkili önemli bir rol almaktadır. Kanserde çeşitli
edilirler. Glukoz, insan vücudunda harcanan fazla asidi bikarbonat ile nötralize etmeye bir şekilde büyüme gerçekleştirebilmesi genlerin, proteinlerin, sitokinlerin ve
toplam enerji ihtiyacının yarısını oluşturur. 1 çalışır. Bu durumun uzaması hücrelerde su için aerobik solunumu tercih eder. Aerobik sinyal yolaklarının düzensizleşmesi lipid
kaybına neden olur ve ölümcül sonuçlar solunumda glukoz piruvata indirgendikten metabolizması ile alakalıdır. Kanserin
İnce bağırsaktan emilerek kana geçen doğurabilir. 1-4 sonra krebs döngüsüne yönlendirilmez ilerlemesi ve gelişiminde tümör çevresinde
glukoz, glikojen olarak depolanmak üzere laktat asit oluşumu gerçekleştirilir. Oksidatif göz ardı edilemeyecek değişiklikler
karaciğere ve kas hücrelerine gönderilir. Diyabette yağ metabolizmasındaki fosforilasyon ile daha fazla ATP üretmek meydana gelir. Tümör dokusunun hızla
Bunun yanında karbonhidratların tek bozukluğun önemli sonucu, trigliserit yerine daha az ATP üretir fakat kendine büyümesi, kan akımında zayıflığa ve
işlevi enerji sağlamak değildir. Glikojen taşıyan lipoproteinler, büyük boyutlu daha hızlı enerji sağlayacağı glikolizi anormal değişikliklere yol açar. Kanserin
olarak depolanmanın yanında yağ olarak lipoproteinler (şilomikron) ve VLDL (çok tercih eder. Kanser hücreleri aşırı glikoliz birçok tipinde yağ asitlerinin yükselmiş
da depo edilir. İnce bağırsaktan emilim düşük yoğunluklu lipoprotein)’lerin sonucu hidrojen iyonları gibi metabolik de novo sentezi gözlemlenir. Bununla
sonucu glukozun tümü depolanmak üzere dolaşımda artmasına bağlı olarak ürünleri bulundukları ortama salarlar. Bu birlikte yağ asidi sentaz enziminin kanserin
dokulara gönderilmez, bir kısmı kana hipertrigliseridemi gelişimidir. metabolik ürünler ortamın asitleşmesine ilerlemesini desteklediği gösterilmiştir.
geçer ve dolaşımda glukoz oranı 140 Hipertrigliseridemi sonucunda dokularda neden olur ve aşırı asidifikasyon sonrası Kanser hastalarının yağ dokusunda sürekli
mg’dır. Diyabetli hastalarda bu oranın birikim gerçekleşerek kalp hastalıklarının bölgesel olarak toksisite meydana gelir. bir lipoliz süreci söz konusudur. Bu olay
normalden yüksek olmasına hiperglisemi, gelişmesine neden olur. Ayrıca fazla yağlı Tümör büyümesine engel olan bariyerlerin kanser sürecinde ortaya çıkan bir hastalık
normalden düşük olmasına hipoglisemi besin tüketimi, glukozdan aşırı yağ yapımı, ortadan kaldırılmış olması tümör için pozitif olan kaşeksiye neden olur. Kaşeksi aşırı