Page 24 - LabMedya - 65
P. 24
24 KİMYA w w w .labm edy a. c om
SINIRIMIZDAKİ ÇERNOBİL-METZAMOR
NÜKLEER SANTRALİ
Prof. Dr. Levent KENAR | Kimyasal Biyolojik Radyolojik ve Nükleer Savunma Politikaları Geliştirme Derneği Başkanı
Prof. Dr. Hamit HANCI | Adli Bilimciler Derneği Başkanı
Soğuk savaş döneminde nükleer çevreyi tehdit eder boyutlara varmıştır. Santralindeki nükleer reaktörlerde olması yaşandığı santralin kullanımını Ermenistan
silahlanma yarışı günümüzde azalmış olsa İşte bu kapsamda, 1977 yılında eski gereken devasa koruma kabı ünitelerinin parlementosu tüm bu tehlikelere 2026
da yerini nükleer santrallerden enerji elde Sovyetler Birliği teknolojisi ile aslında olmayıp günümüzde artık kullanılmayan yılına kadar kullanımını enerji ihtiyacını
etme çabasına bırakmış, bu maksatla pek deprem hattı üzerinde bulunan bir sisteme sahip bulunmaktadır. Önce dört büyük bir kısmını buradan karşıladığını
çok ülkede nükleer santraller kurulmuştur. Ermenistan’ın Metzamor şehrinde kurulan reaktör olarak planlanan santral Çernobil gerekçe göstererek uzatmıştır. Avrupa
Ancak, bu avantaj bazı zamanlar insanoğlu Metzamor Nükleer Santrali 2005 yılında faciasından sonra 3. ve 4. reaktörün Birliği 2001 yılında santralin kapatılması
için olumsuzluklar getirmiş, 1986’da teknik ömrünü tamamlamıştır. Sınırımıza yapımının yasaklanması nedeniyle şartını koymuştur. Buna rağmen santral
Çernobil ve 2011 yılında Fukuşima Nükleer 16 km, Kars’a 100 km ve Iğdır’a 30 km iki reaktör olarak hizmet vermektedir. Ermenistan devletinin 1 milyar Euro
santral kazaları sonucu insan yaşamını ve uzaklıkta bulunan Metzamor Nükleer Güç Aslında irili ufaklı pek çok kazanın maddi yardım talep etmesi ve bunun AB
tarafından karşılanamaması nedeniyle
kapatılmamıştır.
Metzamor Nükleer Santrali kurulurken
Ağrı Dağı fay hattı üzerinde bulunması
sebebiyle birinci derece deprem
bölgesi olmasından dolayı yapımına
karşı çıkılmıştır ancak Sovyetler Birliği
tarafından daha sonra yapım ve işletim
onayı verilmiştir. Dünyadaki en güvensiz
nükleer santral olarak bilinmektedir.
Hem kullanım ömrünün sona ermesi
hem eski teknikler ile inşaatının yapılmış
olması hem de coğrafik yeri (jeolojik,
jeofizik, jeoteknik, sismolojik vb.) kaynaklı
birinci derece deprem bölgesinde olması
nedeniyle radyasyon sızdırma ihtimalinin
%100 yüksekliğiyle bu sonuca ulaşılmaktadır.
Türkiye için nükleer tehdit oluşturan en
önemli santral olma özelliği taşımaktadır.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK)
her yıl santralle ilgili verileri alarak
kontrollerden geçirmektedir. Böylece
yıllık güvenlik raporları takip altında
tutulmasına rağmen AB ve uluslararası
örgütler uyarılarına devam etmektedir.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK),
konuyu yakından takip etmekte ve gerekli
önlemleri alarak konunun ciddiyetini afet
yönetimi yönünden inceleyerek ilgili kurum
ve kuruluşlarla farkındalık oluşturarak
güncel tutmaya çalışmaktadır. TAEK, tüm
Türkiye’de kurduğu RESA (Radyasyon
Erken Uyarı Sistemi) istasyonları ile gerekli
ölçümleri yapmaktadır. RESA istasyonları,
oluşabilecek her türlü nükleer kazalarda
erken uyarının alınabilmesinde büyük
öneme sahiptir. Bu sistem sayesinde,
radyasyonun erken etkilerinin görüldüğü
maruz kalma alanından uzaklaşmak için
gerekli olan sürenin sağlanması mümkün
olabilmektedir.
Metzamor nükleer santralinin tüm bu
olumsuzluklara rağmen halen çalışması
Ermenistan’a komşu olan ülkeler dahil
bölgeyi ve özellikle ülkemizin Doğu Anadolu
Bölgesini büyük bir risk altına sokmaktadır.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun,
tüm denetlemelerine rağmen bu tesisin
ruhsatını uzatması da olası nükleer kaza ve
afetlere davetiye çıkarmaktadır. Türkiye’ye
bu derece yakın mesafede bulunan bir
nükleer santralin oluşturduğu risk hafife
alınmamalıdır.