Nihat AYÇEMAN
Doğal Terapiler ve Wellness
İnsanlar, modern çağımızın stresli yaşam biçiminin getirdiği sıkıntılardan kurtulmak, sağlıklı bir beden, beyin ve ruh bütünlüğüne sahip olmak için çeşitli arayışlara ve tercihlere başvurmaktadırlar. Bu tercihlerin başında doğal sağlığı korumak ve doğal yaşam sürmek için doğal terapilerin anlayışı gelmektedir. İnsanın kendisini sağlıklı ve zinde hissetmesini sağlayan ve kimyasal yaşantının yol açtığı olumsuz etkilerden uzak durmanın yoludur.1 Doğal terapiler doğanın yasalarının değişmez ve şaşmaz olduğunu açıklar, tedavi/terapi aşaması ise, ilk olarak nedeni bulma, sonra hastalığın ortaya çıkmasını engelleme, en son olarak da bireyi kendi yaşamını düzenleme ve kendi sağlığını kontrol etme aşamalarından oluşur. Doğal terapide esas olarak gücümüzü oluşturan temiz hava, su, yiyecek, ışık, çevre, sosyal ortam, düşünce, inanç, amaç gibi unsurlar yer alır.2 İnsanların doğal yaşama ve doğal terapilere geçmişten olan bağlılıklarının ve ilgilerinin son zamanlarda giderek artmasına paralel olarak yeni terimler ve yeni felsefik kavramlar da ortaya çıkmaktadır. Örneğin, son yılların popüler kavramı haline gelen wellness terimi günümüzde her ne kadar net anlaşılmasa da kullanılmakta ve yaşamımıza girmiş bulunmaktadır. Wellness genellikle akıllara “hasta olmama” ile ilgili düşüncelerden çok, kişinin fiziksel, psikolojik ve ruhsal açıdan tamamıyla iyi ve formda olma düşüncesini savunur 3 Sağlıklı ve zinde olma yargısı ayrıca bireylerin hayatlarını kaliteli bir biçimde idame edebilmeleri amacı üzerine inşa edilişi birçok geleneksel, alternatif programlar ve yaşam biçimleri ile iç içe geçmiştir.3Vücut bir bütün olduğuna göre, bütünün sağlıklı işlemesi, parçaların ve farklı sistemlerin bir uyum içerisinde olmaları gerekir. Yani hem bedenin tüm organları ve sistemleri hem de yaşamın bütün farklı unsurları uyum içinde olmalı ve bütünlüğün ahengini yaratmalıdır. Günümüzde, bunu elde etmenin en iyi tercihleri arasında doğal terapiler ve wellness anlayışları yatmaktadır. Kısaca, doğal/sağlıklı yaşam kavramından ayrı olmayan ve bütünleyen wellness anlayışının doğal terapiler anlayışı ile bir bütün olduğu görülmektedir.
Sağlık, wellness ve fitness Günümüzde sağlıklı yaşam ve sağlıklı beden anlayışına farklı bir boyut kazandıran Wellness (Wellbeing) kavramı, özellikle fitness (fiziksel uygunluk) kavramı ile birlikte anılmaktadır.4 Wellness, optimal sağlığın pozitif boyutu ya da bileşeni olarak tanımlanmaktadır. Sağlık ve wellness, fiziksel, duygusal, entelektüel, ruhsal, sosyal, çevresel ve mesleki wellness gibi, birbiriyle ilişkili çok boyutlu bir yapıya sahiptir. Her bir boyut optimum sağlığın elde edilmesinde eşit derecede önemlidir ve birbiriyle sıkı bir ilişkiye sahiptirler. 4,5 Fitness (Fiziksel Uygunluk), beklenmeyen durumlara karşılık vermek, serbest zamanı takip etmede yer almak için yeterli enerjiye sahip olma ve kişinin tam kapasitede yaşamsal olayları gerçekleştirmesi olarak tanımlanabilir. Kişiye özel olan fiziksel uygunluk durumu, kuvvet, kassal dayanıklılık, kardiyovasküler dayanıklılık, esneklik, koordinasyon, çeviklik, güç, denge, sürat ve dikkat gerektiren bileşenleri kapsar. 4,5
Wellness ve yaşlılar için getirileri Yaşlanma sonucu vücudumuzda oluşan fiziksel değişimler maalesef yalnızca sağlığımızı fiziksel yönden tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda birçok zihinsel hastalığa yakalanma riskimizi de yükseltir. Fakat vücudun veya zihnin yaşlanmasına rağmen wellness kavramı bütünsel olarak gerçekten bilinir ve uygun bir şekilde davranılır ise kişi hayatının tüm dönemlerinde kaliteli, sağlıklı ve zinde bir yaşam sürebilir. Bahsedilen bütünsellik anlamı ile kastedilen; kişinin fiziksel, psikolojik ve ruhsal durumunu bir bütün olarak ele alıp, eşit şekilde önem verip yaşamını böyle bir bakış açısı üzerine kurmasıdır.6 Maalesef günümüze kadar kişilerin boş zamanlarını değerlendirme biçimi ile wellness kavramları arasındaki ilişkiye dair yapılan araştırmaların sayısı pek fazla değildir. Bireylerin boş zamanlarını nasıl değerlendirdikleri ile ilgilenen araştırmacıların wellness kavramına en yakın araştırmaları kişisel zindelik ve hayat kalitesi üzerine insanlardan görüş alınması ve değerlendirilmesidir. Burada boş zaman aktivitelerinin kişilerin sağlıklı ve zinde olma durumları arasındaki ilişki aşağıdaki kriterler ele alınarak incelenmiştir (1) yaşlanma, yaşam kalitesi ve kişisel zindelik, 2) boş zaman aktiviteleri ve edinilen hobilerin zamanla ve yaşlanma ile birlikte değişimi ve bu değişimlerin yetişkinlerin yaşam kalitelerini ne şekilde ve ne ölçüde etkilediği (3) boş zaman aktivitelerinin yaşam kalitesi ve kişinin sağlığını etkilemesi durumunun sosyal psikolojik gelişim yönünden ele alınması ve bu durumu inceleme hakkındaki son zamanlardaki gelişmeler.3
Yaşlanma, yaşam kalitesi ve kişisel (subjektif) iyilik hali Yaşam kalitesi ve öznel/kişisel iyilik üzerinde yaşa bağlı değişiklikler ve bu değişiklikler için çeşitli faktörler araştırmacılar tarafından incelenmiştir. Boş zamanlarını değerlendirme biçimleri yetişkinlerin sağlık düzeylerine etki eden faktörlerden sadece biridir. Yaşlılık bilimi soysal çalışması ile ilişkili olarak yapılan araştırmaların en eskilerinden biri ise yaşam kalitesi üzerine yapılan araştırmalardır. Öncelikle bu tür bir araştırma patoloji ve yaşlanma ile başa çıkma gibi konular üzerinde yoğunlaşsa da zamanla daha çok wellness kavramı haline gelmiştir. Araştırmacı ve politikacılar yetişkinlerin yaşlanma ile birlikte hayatlarında meydana gelen ve yaşam kalitelerini etkileyen sakatlık, sağlık yetersizliği, yakınlarının vefatı, emeklilik, azalan sosyal ortam ve daha az boş zaman aktivitesi gibi faktörlerin derinlemesine analiz edilebilmesi için çalışmalar yürütmektedirler.3Yaşam kalitesi bazı toplum veya belirli gruplar için gelir, çevre kalitesi, suç oranı, intihar, aile hayatı ve sosyal destek gibi objektif göstergeler tarafından belirlenmektedir. Diğer bir yandan kişisel wellness durumunun yukarıda belirtilenler gibi daha genel ve objektif normlar ile belirlenemeyeceği ve anlaşılamayacağı düşüncesi subjektif/kişisel sağlık kavramını ortaya çıkarmıştır.3 Kişinin hayatından ne kadar memnun ve tatmin olduğu normu kişisel/subjektif sağlık konusunda en belirleyici faktörlerden biridir. Diğer belirleyici faktörler; maneviyat, mutluluk ve psikolojik sağlıktır. Yaşlanma bilimindeki kişisel sağlık konusu üzerindeki en büyük problem tanımlama, ölçme ve belirlenen normları kullanabilmede karşımıza çıkan tutarsızlıktır. Kişisel sağlığın kişisel gelişim ve adaptasyon olarak yeniden yapılandırılması gerektiği ise son zamanlarda öne sürülen düşüncelerden biridir. Örneğin Ryff ve Keyes kişilik ve yaşam süresi teorilerini baz alarak psikolojik wellness (örneğin kendini kabullenme, diğer bireylerle sağlıklı ilişkiler kurma, otonomi, hayat amacı, kişisel gelişim) durumlarını gösteren bir ölçek oluşturmuştur. Bu yaklaşım son zamanlarda ortaya atılan kişisel wellness kavramlarına benzemektedir. Fakat henüz bu konularda kesin kanılara varılacak kadar yeterli derecede araştırma yapılmamıştır.3 Zorluklara rağmen kişilerin yaşamları hakkında ne kadar tatmin oldukları normu ile ölçülen kişisel/subjektif wellness üzerinde birçok araştırma yapılmıştır. Önceden yapılan araştırmalar yaş ve yaşam tatmini arasında çok zayıf ve negatif bir bağ olduğunu göstermiştir. Fakat bununla birlikte yaşlanma ile alakalı olan bazı farklı normlar olduğu ortaya çıkınca (örneğin, sağlığın bozulması, sakatlık, azalan finansal kaynaklar, eş veya arkadaşların ölümü, hobilerin azalması), yaş ve hayat tatmini arasında kurulan bu bağ tarihe karışmıştır. Uzun soluklu araştırmalar hayat tatmininin zaman üzerindeki etkisini ortaya çıkarmaya yöneliktir. 3 Fakat diğer bir yandan bu durum ve oluşan normlar çok karmaşıktır ve bu karmaşıklığın sonucu olarak ortaya çıkan sonuçlar çok değişkendir. Dolayısıyla yaşları farklı olan insanlar benzer hayat tatmini seviyelerinde gibi görünse de bu yaşam tatminini oluşturan normların birbirlerinden çok farklı olabildiği gerçeği de asla göz ardı edilmemelidir. Kişilerin boş zamanlarını değerlendirme şekillerinin yanı sıra; gelir, medeni hal gibi durumlarında hayat tatmini üzerinde çok büyük bir etkisi olduğu gerçeği de yadsınamaz. Sağlığı kötü olan bireylerin de hayatlarından daha memnun oldukları bilinmektedir.3 Diğer bir yandan sağlık durumu bazı kişileri diğerlerine oranla daha fazla etkilemektedir; çünkü sağlık problemleri ciddiyet açısından çok farklılık göstermektedir. Örneğin kişilerin fonksiyonel olarak hayatlarına adapte olamamasını etkileyen fiziksel sağlık bozukluklar (örneğin görme, yürüme bozuklukları) kronik hastalıklara oranla kişilerin yaşam kalitesini çok daha negatif bir biçimde etkilediği bilinmektedir. Araştırmalar sonucu ortaya çıkan bulgular gelir düzeyinin de yetişkinlerin hayat tatmini seviyesinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Ekonomik durumu iyi olan yetişkinler diğerlerine oranla hayatlarından daha çok tatmin olduklarını belirtmişlerdir. Bu değişik durumların yanı sıra ekonomik problemlerin hayat tatmini üzerindeki etkileri kadınlardan çok erkekleri etkilediği örneği de bu değişkenlerinde farklı durumlarda farklılık gösterebileceği gerçeğini karşımıza çıkarmaktadır.3Medeni durum ve yakın ilişkiler ileri yaştaki yetişkinleri daha genç yetişkinlere göre daha fazla etkilemektedir. Evli yaşlı çiftler evli olmayan gruplara göre daha fazla hayatlarından daha çok tatmin olmuş durumdadır. Fakat bazı araştırmalar hiç evlenmemiş, dul, boşanmış ve ayrı çiftleri aynı grup altında toplarlar, fakat hiç evlenmemiş yetişkin kadınların dul kadınlara göre daha yüksek bir hayat tatmini yaşadıkları belirlenmiştir. Hiç evlenmemiş olan yetişkinler kariyerlerine dul kadınlardan daha çok odaklanmıştır ve bu da hayatlarından daha çok memnun olmalarını sağlamıştır. İleri yaştaki yetişkinlerin hayatlarındaki büyük rol kaybı nedeniyle hayat tatmini oranlarının düşük olduğu belirlenmiştir.3Bütün bu etkenlerin hayat tatmini kavramına çeşitli şekilde etki etmesinin yanı sıra bu farklılıkların bazen çok önemli olduğu da gözlemlenmektedir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmaya göre yaşlı siyah Amerikalılar beyaz Amerikalılara göre hayatlarından daha çok memnundurlar. Sosyal destek, entegre olma, dinsel katılım gibi değerlerin siyah Amerikalılar için beyaz Amerikalılara göre daha önemli hayat tatmini belirleyicisi olduğu görülmektedir. Ailenin rolü, sevgi ve sıcaklık bazı Avrupa ülkelerindeki yaşlı yetişkinler için Kuzey Amerika yaşlı yetişkinlerden daha önemli gibi görünmektedir. Maalesef bu durumun nedeni henüz açıklanabilmiş değildir.3
Doğal tıp, doğal terapi Doğal terapi, tamamlayıcı ve naturopatik ya da doğal tıbbın felsefi, bilimsel ve pratik açıdan bağımsız bir dalıdır; sağlığı onarmak, devam ettirmek, bedensel bozuklukları düzeltmek amacıyla fiziksel, kimyasal, biyolojik ve zihinsel prensiplere kesin olarak uyar. Kısaca, naturopatik terapötik maddeler bedenin homeostatik mekanizmasını düzenleyerek bedene sağlıklı bir yapı ve işlev kazandırmayı hedefler.2 Doğal terapiler çok geniş bir yelpazeye ve sınırsız çeşitliliğe sahiptir. Doğal terapiler Komplementer ya da Alternatif Tıp (CAM) ile iç içedir. CAM beden, zihin ve ruhsal uygulamalar kombinasyonunu içeren heterojen bir terapi grubuna sahiptir. Örneği; naturopatik tıp, bitkisel tıp, homeopatik tıp, masaj terapi, kiropraktik tıp, akupunktur, ayurveda tıbbı, sifalı dokunuş, yapısal bütünlük, sanatsal terapi, müzik terapi, renk terapi, ışık terapi, reiki, termal terapi, wellness, spa, hamam, ruhsal terapi gibi çok sayıda alan ve uygulamayı içermektedir. Tüm bu uygulamaların amacı ve hedefi, hastalık semptomlarını bastırmak ya da engellemekten daha çok, hastalığın kökenine inmek, nedeni bulmak ve doğal yoldan vücudun doğal iyileştirici mekanizmasını harekete geçirmektir.1,7
Naturopati, bedenin hastalıkların üstesinden gelme kabiliyeti olarak tanımlanan ve terapinin holistik (bütüncül) bir yöntemdir. Tedavilerin amacı, hastalığın temel nedenini bulup ortadan kaldırmaya ya da önlemeye dayanır. Daha çok birincil basamak sağlık uygulaması ya da koruyucu sağlık basamağını oluşturmaktadır. Günümüzde bir tıp sistemi olarak kabul edilen ve özellikle Amerika’da “naturopatik tıp” olarak anılmaktadır. Amerika başta olmak üzere, birçok ülkede kabul gören ve bilimsel araştırmalarla gerçekleri desteklenen yaygın bir doğal tıp uygulaması haline gelmiştir. Naturpoatik tıp teknikleri, modern ve geleneksel, bilimsel ve deneysel/ampirik metodlardır. Naturopati, doğal tıp ya da doğal terapilerden ayrı değildir, amaç ve hedef aynıdır. Kısaca, vücuda yan etkisi olan kimyasal preparatların ve ameliyat ajanlarının kullanılmadığı terapiler naturopatik terapiler, doğal terapiler ya da doğal tıp olarak ifade edilir.8 En önemlisi, ister aromaterapi ister hafif bir manuel manevra olsun, bedene zarar vermeyen ve bedenin yararına çalışan her hangi bir şeyin iyi olduğu düşünülmektedir. Herkes için iyi/mükemmel gelen bir tek doğal terapi şekli yoktur, çünkü her beden kendi yapısı ve yaşam süreci gereği benzersizdir. Biri için hangi doğal terapi ya da doğal terapiler kombinasyonunun en iyi geldiğini, yanıt verdiğini ve iyileştirdiğini saptamak için öncelikle her bedenin kendi benzersizliğini keşfetmek gerekir.1 Sonuç olarak, doğal terapiler sağlık bakımı alanında hastalık ve rahatsızlıkların önlenmesinde çok geniş katkılar sunmaktadır. Doğal tıp ya da doğal terapileri ve wellness yaşam biçimini, sağlıklı yaşamı ve doğal sağlığı destekleyen en önemli yol olarak görmek gerekir.
Kaynaklar1. Ayçeman N. Doğanın şifalı dokunuşu. Aromaterapi. 1.Baskı. Konya: İnci Offset; 2008. p. 44. 2. Rebello L. Nature Cure And Yoga Therapy. 2nd ed. Bombay: Natural Health Centre; 2004. p. 9. 3. Mannell R.C. Older adults, leisure and wellness. Journal of Leisurability 1999;26:3-10. 4. Corbin CB, Lindsey R, Welk GJ, Corbin WR. Lifestyle for health, fitness and wellness. In: Concept of Fitness and Wellness: A Comprehensive Lifestyle Approach. 4th ed. New York: McGraw-Hill Companies; 2002. p. 2-13. 5. Fahey TD, Insel PM., Roth WT. Introduction to wellness, fitness, and lifestyle management. In: Fit & Well: Core Concepts and Labs in Physical Fitness and Wellness. 4th ed. California: Mayfield Company; 2001. p. 3-14, 20-25.6. Carlson JG, Harrigan RC, Seley ZCM. The wellness behavior interaction model. Int J Stress Management 1997;4:145-69. 7. Franck L, Chantler C, Dixon M. Should NICE evaluate complementary and alternative medicine? BMJ 2007;334:506. 8. Boon HS, Cherkin DC, Erro J, Sherman KJ, Milliman B, Booker J, et al. Practice patterns of naturopathic physicians: results from a random survey of licensed practitioners in two US States. BMC Complement Altern Med 2004;4:14