Bilim İnsanları
BİR BİLİM İNSANINI ANLAMAK: KARL VON FRISCH
Karl von Frish’e Bakış
Karl von Frisch, 20 Kasım 1886 yılında üniversite profesörü Anton Ritter von Frisch ve eşi Marie Exner'ın oğlu olarak gözlerini Viyana'da açtı. Bir dilbilgisi eğitiminin ardından Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okudu. Felsefe Fakültesi'ne geçerek Münih ve Viyana'da Zooloji eğitimine devam etti. Takvim yaprakları 1910 yılını gösterdiği zaman Karl Von Frish Viyana Üniversitesi'nden doktora derecesine sahip oldu. Aynı yıl Münih Üniversitesi Zooloji Enstitüsü'nde Richard Hertwig'in asistanı oldu. Richard Hertwig’in asistanı olması Karl von Frish için kritik bir evredir. Nedenini anlamak için Hertwig’in yaşamına bir göz atmak gerekir. Hertwing dönemin hatırı sayılan bir Alman zooloğuydu. Hertwing ailesi de çok orijinal bir aileydi. Karl von Frish’in farklı pencereden bakmasına katkısı olan Richard Hertwig’in küçük erkek kardeşi Oscar Hertwig ise zigot oluşumunu analiz eden bir embriyologdu.
Üniversitedeki öğrenimi sonucunda Karl von Frish Zooloji ve Karşılaştırmalı Anatomi alanında sertifika kazandı. Takvim 1921 yılına geldiğinde Karl von Frish profesör ve Zooloji Fakültesi'nde yönetici olarak Rostock Üniversitesi'ne gitti. Yıl 1923'e geldiğinde Karl von Fish’in hayatında bir kırılma daha gerçekleşir. Breslau'ya taşınır. Ve bu taşınma ile beraber 1925 yılında Münih'te eski öğretmeni Richard Hertwig'in yerine geçer. Bu standart olağan bir durum gibi gözükse de Karl von Frish’in hayatına yeni bir perspektifken bakabilme becerisine kazandıran Hertwing’in yerine geçmek Karl von Fricsh için çok zor bir eylem.
Rockefeller Vakfı'nın desteğiyle, mevcut olan en iyi koşullara sahip yeni bir Zooloji Enstitüsünün inşasını yöneten Karl von Frisch, İkinci Dünya Savaşı sırasında bu bölgenin yıkılmasıyla beraber hayatında bir kırılma daha yaşamış oldu. Ve bu kırılmaların etkisi ilk kendisini 1946 yılında Graz'a gitmesiyle kendini gösterdi. Graz'a gitmesiyle beraber enstitü yeniden açıldı. Tabi bu haberin peşi sıra Karl von Frish 1950 yılında Münih'e döndü. Karl von Frisch Margarete, née Mohr ile evliliğinden Otto von Frisch adında bir oğlu oldu. 1958 yılından 12 Haziran 1982 yani öldüğü tarihe kadar Fahri Profesör olarak bilimsel çalışmalarımı sürdürdü.
Arıları Dans Ettiren Adam
Karl von Frish’i, arıları dans ettiren adam olarak nitelendirebilmemiz ve bunu nasıl yaptığını anlayabilmemiz için 1958-1982 yıllarına ışık tutmamız gerekir. Neden bu tarihler arası bizim için önemlidir? Bu sorunun cevabı 1973 yılında gizlidir: 1973 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünde. "Bireysel ve sosyal davranış kalıplarının düzenlenmesi ve ortaya çıkarılmasına ilişkin keşiflerinden ötürü" Karl von Frisch, Konrad Lorenz ve Nikolaas Tinbergen'e Nobel ortaklaşa olarak verildi.
Frisch, arıların çeşitli çiçek açan bitkileri kokularından ayırt edebildiğini ve her bir arının çiçek değişmezliği olduğunu keşfetti. İlginç bir şekilde tatlı bir tada karşı duyarlılıkları insanlara göre bir tık fazla güçlüdür. Karl von Frish bu durumu bir arının koku alma duyusu ile dokunma duyusunun sıkı bir şekilde birleşmesinden kaynaklanabileceğini düşündü.
Frisch, bal arılarının renk görüşüne sahip olduğunu ortaya koyan ikinci kişiydi. İlk ortaya koyan kişi klasik koşullandırmayı kullanarak bunu başaran Charles Henry Turner’dı.Karl von Frisch arıların renk görüşü olduğunu ortaya koydu ama nasıl? Arıları mavi renkli bir karta yerleştirilmiş olan şekerli suyla beslemek için eğitti. Ardından mavi renkli kartı gri tonlu kartların ortasına yerleştirdi. Eğer arılar mavi kartı gri tonlu olarak görürlerse karıştıracağını düşündü. Yeme gelen arılar dizilecek olan birden fazla kartı ziyaret etti. Renk görmeleri varsa, arılar görsel olarak diğer kartlardan farklı olduğu için sadece mavi kartı ziyaret edildiği görüldü ( Gerl ve Morris, 2008).
Frish sayesinde arıların hayatında bir önemli nokta olan sallanma dansı olarak tabir edilen hareketlerin mahiyetini de öğrenmiş olduk. Bu ne işe yarar dersek, karanlık bir arı kovanının derinliklerinde günün ilerlemesi hakkında bilgi edinmemizi sağlar.
Bu, uzun dans evrelerinde güneşle karşılaştırma yapmadan arıların sallanma dansları sırasında her zaman güncel yön bilgilerini iletmelerini mümkün kılar. Bu onlara yalnızca alternatif yön bilgileri değil, aynı zamanda ek zamansal bilgiler de sağlar.
Ayrıca koku alma duyuları aracılığıyla besin kaynağında nelerin bulunabileceği (yiyecek türü, polen, propolis, su) anlayabilirler. O kadar muazzam işleyen bir oryantasyonları var ki arılar, arada dağ gibi dolaşmak zorunda oldukları engeller olsa bile, sallanma dansının yardımıyla bir besin kaynağı kolaylıkla bulabiliyorlar. İşitme duyusuna da bir parantez açmamız gerekirse, Frisch bu algılama yetisini tanımlayamadı, ancak sallanma dansı sırasında titreşimlerin algılanabileceği ve iletişim için kullanılabileceği varsaydı (Dyer ve Arika, 2014).
“Yuvarlak dans” hareketi de arıların dünyasında özel ve özge bir kavram. Besin kaynaklarının ne kadar uzakta olduğuna dair bilgiyi iletmek için arılar tarafından kullanılan bir harekettir. Bunu yapmak için dansçı arı, kovanın içinde yatay olarak asılı duran bal peteğinin üzerine belli bir mesafeden ileriye doğru hareket eder sonra başlangıç noktasına geri dönmek üzere yarım bir daire çizer, bundan sonra dans yeniden başlar. Düz bir çizgide uçarak, gövdelerinin alt kısmını sağa sola sallarlar.
Nobel Ödülüne Giden Yolda Arılar
Hayvanlarda ve insanlarda gözlenen bazı davranış kalıpları doğuştan gelir. Hayvanlarda karşımıza çıkan bu tür davranış kalıplarının örnekleri, birbirlerine nasıl bilgi aktardıkları, çiftleşirken nasıl davrandıkları ve yavrularına nasıl baktıklarında görülebilir. Karl von Frisch, Konrad Lorenz ve Nikolaas Tinbergen, hayvan davranışlarını inceleyerek, etolojiye öncü katkılarda bulundular. Karl von Frisch’in geçmişine baktığımızda yaptıklarıyla, ortaya koyduklarıyla kendisini bal arılarının karmaşık davranışlarını incelemeye adadığı gözler önündedir. Tam olarak von Frish’in olayı nedir dersek "arıların dili" olarak adlandırılan şeyi açıklığa kavuşturduğunu söyleyebiliriz. Kısaca arıların dünyasına bakacak olursak: Bir arı nektar içeren çiçekler bulduğunda kovana geri dönerken özel bir dans yapar. Dans, kovandaki arılara yiyeceğin varlığı hakkında bilgi verir, çoğu zaman çiçeklerin bulunacağı yön ve onlara olan mesafe hakkında da bilgi verir. Toplayıcı arı, gökten gelen polarize, ultraviyole ışığı, yani bizim göremediğimiz ışığı analiz ederek yiyecek kaynağının güneşe göre yönünü gösterebilir. Bal arıları ne dans etmeyi ne de dansın mesajını anlamayı öğrenirler. Hem dans etmek hem de buna uygun tepkiler genetik olarak onlarda programlanmış davranış kalıplarıdır.
Yazar: Emine Öykü Güner
Kaynak:
Pessoa, F. Huzursuzluğun Kitabı (S. Özen, Çev.). Can Yayınları. (2006).
Gerl, E.J., Morris M.R. (2008). The Causes and Consequences of Color Vision. Evo Edu Outreach, 1(4):476-486. doi: https://doi.org/10.1007/s12052-008-0088-x
Dyer, A., Arikawa, K. (2014). A hundred years of color studies in insects: With thanks to Karl von Frisch and the workers he inspired. Journal of comparative physiology.A, Neuroethology, senasonry, neural, and behavioral physiology. doi:http://dx.doi.org/10.1007/s00359-014-0913-3