İletişim
KARŞINIZDAKİNİ DİNLİYOR MUSUNUZ?
İletişim aslında kavram olarak kullanıma girdiği 19. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar telefon, telgraf gibi basit düzeydeki iletişim araçları bağlamında ele alınmış ve bireyler arasında söz konusu araçlar yoluyla gerçekleştirilen ileti alışverişi olarak tanımlanmıştır. Eskiden beri yapılan bu basit tanım, iletişim olgusuna bakış açısının da aynı oranda basit olmasına temel oluşturmuştur
Tanım olarak ya da bilinen anlamıyla iletişim, sözlü ya da sözsüz mesajların aktarılması yoluyla kurulan bir bağ olduğu gibi bizim başkalarını, başkalarının da bizi anlaması sürecidir. Örneğin Doğan Cüceloğlu iletişimi “iki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişidir” şeklinde tanımlarken kullanmış olduğu birim kelimesi insanı, hayvanı ya da makineleri kapsar. İletişim sadece insana özgü bir olay olmadığı gibi diğer bir ifadeyle bir bilgi ve anlayışın bir bireyden değerine geçirilmesi sürecidir ve temel olarak insanlar arasında kurulan bir anlam köprüsü. Diğer bir ifadeyle de anlaşılabilir mesajların alınması ve yollanması sanatıdır ve iletişim söylenen sözlerden çok daha fazlasını içerir. Karşı tarafa anlatmak istediğimizi ulaştırmak isterken ne söylediğimizden çok, nasıl söylediğimiz iletişimde önem kazanmakta.
Çoğunluğumuz, hayatın bir gereği olan iletişimin ne olduğundan veya diğer detaylarından bihaber olarak iletişim kuruyor. Oysaki iletişim tüm varlıklar arasında olan bir şey ve bu kavramın en azından ana hatlarına bakarak fikir edinilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gelin; “İletişim nedir, ögeleri ve unsurları nelerdir?” hep birlikte öğrenelim. Belki de daha önce hiç düşünmediğiniz, “İletişim kurmak için ne gibi yollar vardır, kaç farklı şekilde iletişim kurulabilir” gibi soruların cevaplarına kısaca değinelim.
İletişimde göz teması
Evet, iletişim! Yani insanlık tarihi kadar eski olan bir olgu! Zamanın ilerlemesiyle birlikte teknikleri değişse de iletişim insanoğluyla birlikte doğmuş ve yine onunla birlikte gelişmiştir. Örneğin; mağara taşlarına çizilen şekiller iletişimin varlığına verilebilecek en eski örnekler arasındadır. Buna ek olarak; duygu ve düşünceleri anlatmak için yapılan danslar ateşle, dumanla, güvercinle haberleşmeler, duyguları anlatmak için yapılan besteler, resimler ve dahası hep iletişim için başvurulan yollardır. Kısacası; iletişim her zaman var olmuştur ve olacaktır.
İletişim söylenen sözlerden çok daha fazlasını içeren, karşı tarafa anlatmak istediğimizi ulaştırmak isterken ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimizin önem kazandığı bir ileti şekli. Etkili iletişim ise karşı tarafın karar verme ve harekete geçme sürecini istenilen şekilde yönlendirmeyi sağlayan, tutku ve enerji ile harmanlanan iletişimdir. Etkili iletişim kurarken karşınızdaki kişiyle doğrudan göz teması kurar ve dinlerken karşımızdaki kişinin yüzüne bakarız, uygun aralıklarla “anlıyorum” “evet” anlamında başımızı sallarız veya karşımızdakinin söylediğinden ne anladığımızı bir cümleyle kendisine tekrarlarız. Sözlüklere baktığımızda iletişim ya da etkili iletişim; “Duygu, düşünce ya da bilgilerin her türlü yolla başkalarına aktarılması” gibi ifadelerle karşımıza çıkıyor. Peki, gönderici ve alıcı olmak üzere iki taraf arasındaki bilgi alışverişi süreci olarak da tanımlanabilecek iletişim hakkındaki diğer detaylar neler? Hiç düşündünüz mü?
Etkili iletişim ve beden dili
Etkili iletişim de ilk basamak kişinin kendini ifade etme becerisidir. Bireyin algılama düzeyi ve ifade edebilme becerisine uygun olarak içinde bulunduğu durumu ve duyguyu ifade etmesini sağlayacak açık uçlu soruların sorulmasıdır. İkinci basamak ise dinleme becerisidir. Birey iletişime geçerken iletişim kanallarını açık tutmalı, bireyin cevabını ilgiyle dinlediğimizi sözel veya beden diliyle belirtmelidir.
Etkili iletişim de önemli diğer bir basamak ise tartışmadır. Tartışma iki insan arasındaki çatışmayı fikir birliğine vararak çözme süreci olarak tanımlanabilir. Tartışma esnasında bireyin algılama düzeyine uygun olarak belirttiği duygu veya durum hakkında açıklayıcı görüş belirtilmelidir. Son olarak etkili iletişimin son ve önemli basamağı kişiyi övme olarak adlandırılır. Övme diğer kişinin savunmacı davranışını azaltmak adına etkili bir iletişim yöntemidir.
İletişim kurarken karşımıza çıkan engeller
Sağlıklı bir iletişim sağlanmasının yolu bireylerin iletmek istedikleri mesajları doğru biçimde anlatmaları ve kişiler arası iletişimin engelsiz olmasına bağlıdır. Kişilerin birbirleri ile istenen bir biçimde iletişim kurmalarını ve anlaşmalarını zorlaştıran her türlü faktöre iletişim engeli diyebiliriz. Bu durum bazı zaman doğru kanalın kullanılmamasından bazen de tarafların kişisel özelliklerinden kaynaklanabilir. İletişimde taraflar birbirlerinin deneyimlerini, değerlerini, algılarını ve benzeri özelliklerini dikkate almadıkları zaman engellere takılıp kalmaktadırlar.
İletişimin doğru yolu
Bireysel yetersizlikler, sosyo-ekonomik farklılıklar, güç ve otorite ilişkileri, kişinin toplumsal rolü, kitle kültürü ve bireyci anlayış, teknolojinin hayatımıza dâhil olmasıyla yalnızlık ve yabancılaşma olarak adlandırılabilir.
Kişilerarası iletişimin başarısı için insan, düşünüp hissettiğini karşısındakine en uygun biçimde anlatabilme becerisine sahip olmalıdır. Anlatabilme becerisi sözel-parasözel ve bedensel iletişimin eşgüdümlü olarak kullanılmasıyla olanaklıdır. Örneğin donuk bir yüz ve ses tonuyla verilen müjdeli haber, anlatımsal etkiyi cılızlaştırır.
Çoğu insan, kullandığı sözcüklerin duygusunu mimiklerine ve ses tonuna yansıtmaz.
Konuşma, kişilerarası iletişimin en önemli öğesidir. Sözcükleri söylerken, her sözcüğün yerli yerinde kullanılması konunun anlaşılması ve doğru algılanması bakımından oldukça önemlidir. Yerli yerinde kullanılmayan kelime veya sözcükler, hatalı ve yanlış kullanımlar iletişimi engellediği gibi konuşmada kullanılan sözcüklerdeki söylem hataları da (yanlış tonlama ve telaffuz) iletişimi olumsuz yönde etkiler ve bu tür söylem (diksiyon) hataları genelde iyi dinlememekten kaynaklanır. Çünkü dinlemek düzgün ve güzel konuşmanın da anahtarıdır.
Konuşma biçiminin yanı sıra algı eksikliği, işitme engeli, konu ile ilgili bilgi yoksunluğu, bilmediği konu ve alanlarda fikir yürütme ve boş konuşma gibi durumlar bireysel yetersizlikte dikkat çeken diğer unsurlardır. Herkesin her alanda aynı başarıyı göstermesi mümkün değildir. Bildiğimiz şeyler kadar bilmediğimiz şeyler de çoktur. Bilmediğimiz konu hakkında görüş bildirmek ister istemez yanlış anlaşılmalara, hatta kişilerarası iletişim sürecinde küçük düşmelere kadar varan sonuçlara götürebilir insanı. Küçük düşme bireyde yetersizlik ve eksiklik duygusu oluşturacağından bu insanların sağlıklı iletişim yürütmeleri de mümkün olamayacaktır.
Hatalı iletişim teknikleri
İletişimin önündeki engellerden bahsederken, iletişim esnasında her hepimizin kullandığı hatalı iletişim teknikleri de yok değildir. Peki, nedir bu hatalı iletişim teknikleri? İnsanların birbirleriyle iletişimde bulunması karmaşık ve belirli bir süre gerektiren bir iştir. İletişim sürecini anlamak ve onu etkili bir şekilde kullanmak için iletişimi engelleyen etkenlerin bilinmesi/bunların ortadan kaldırılması için yöntemler araştırılması gerekir.
Sağlıklı ve etkili iletişim kurarken karşımıza birçok engel çıkar. Örneğin; karşımızdakine klişe cevaplar ve belirsiz güvenceler verme, kendi yaşantımızdan örnekler vererek teselli etme, kişiyi ikna etmeye çalışma, iletişim esnasında fikir uyuşmazlığından kaynaklı yargılama veya savunma, duyguları azımsama azımsarken duygu ifadesini engelleme, haklı olma isteği, konuyu değiştirme, karşımızdakini dinlememe, gizlilik ilkesini dikkate almama, sırf merak ettiğimiz için gereksiz ve deşici sorular yöneltme, gözle görülen sorunları ele alırken altta yatan sorunları, anlamları dikkate almama, dinleyicinin sorunları kendine göre değerlendirerek, kendisi için uygun seçenekleri seçmesi, her zaman yerine getiremeyecek sözler vermek.
Tüm bu bahsi geçen iletişim unsurlarının yanı sıra, etkili iletişimde bazı önemli noktalar da var. Mesela sözsüz iletişim. Sözsüz iletişim duyuları, sözlü ise iletişim duyguları daha iyi anlatır. Birçoğumuz iletişim esnasında mimik jest, gülümseme, baş hareketlerimizi kullanırız. İletişim kuramamak mümkün değildir ve iletişimde başlangıç çok önemlidir. Kişiye değil kişiyle yapılır ve sadece basit düzeyde bir bilgi alışverişi değildir. İletişim sözlü ve sözsüz olarak iletişim işaretleri ile bir bütün olduğu gibi sözel olmayan öğeleri kişinin tarzını, tavrını ve söylenenin algılanış biçimini belirler. Örneğin komik veya esprili konuşmalar dinleyicinin dikkatini daha fazla çeker ve iletişimin karşı tarafa etkisini arttırır.
İletişimin en önemli unsurlarından biri ise dinlemedir. Schiller; “Karşınızdakini dinliyor musunuz, yoksa konuşmak için sıra mı bekliyorsunuz?” der bir sözünde. Dinleme; sesli uyarıcıları işitmek, anlamak ve zihinde yapılandırmak için kulak ve beynimizde yürütülen karmaşık bir süreçtir. Dinleme iletişim kurmanın önemli bir aracıdır. Dinleme sadece iletişim kurma aracı değil; öğrenme, anlama, zihinsel duygusal ve sosyal becerileri geliştirmek için önemli bir alandır. Her bireyde olduğu gibi iletişimde de en çok yapılması gereken ama üzerinde en az durulan iletişim türü dinlemedir. Bireyi tanımanın, anlamanın ve sorunlarına daha kolay çözüm bulmanın yolu iyi bir dinleyici olmaktan geçer.
Doğru dinleme yöntemleri
Dinlemenin de kendi içerisinde şekilleri mevcut değil midir? Tabi ki mevcuttur. Dinleme şekillerinden karşımıza ilk çıkan içeriği dinleme hususudur. İçeriği dinleme de dinleyen konuşanın ne dediğini anlamaya çalışırken, kritik dinleme de ise konuşmacının ne demek istediğini anlamaya çalışılan dinleme şeklidir. Empatik dinleme de dinleme şekilleri arasında önem arz eden iletişim yöntemidir. Empatik dinleme de konuşmacının ruh halini ve hissiyatını anlamaya çalışırken dinleyici çoğu kez kendisini konuşanın yerine koyarak dinler. Dinleme şekillerin den sonuncusu ise aktif dinleme şeklidir. Aktif dinleme de amaç uyuşmazlıkların çözümü ve farklılıkların giderilmesidir. Dinleyici aktif dinleme esnasında vücut dilini de kullanarak konuşanı doğru anlayıp anlamadığını da sorgulayarak dinler. Etkili iletişimde hatalı iletişim teknikleri olduğu gibi dinlerken de yanlış dinleyebileceğinizi düşündünüz mü? İyi bir dinleyici miyiz?
Etkin dinleme bize ne kazandırır?
Etkin dinleme de kişiler yargılanmadıklarını düşündükleri için başlangıçta söylemeyi düşündüklerinden daha fazlasını söyleyebilirler. Bununla birlikte kendileri ile ilgili temelde yatan esas sorunun farkına varabilirler. Yaşanmış ve bitmiş bir olay ile ilgili çözümsüzlüğü kabullendikleri gibi “anlaşıldım” duygusunu yaşar, karşılarındaki kişiye olumlu duygular besleyebilirler. Amaçlarını aşan bir şey söylediklerinde ise bunu fark edip kendilerini düzenleyebilirler. Tüm bunların yanında karşılarındaki kişiyi dinlemeye ve anlamaya hazır hale gelirler.
İletişim sanıldığı gibi kolay olmayan bir olgudur. Çünkü iletişim kurarken insanlarla doğru bir paylaşımda bulunmak gerekir. İletişim kurulduğunda hayat ilerler, insanlar anlaşırlar ve yaşanan problemler çözülür, hedeflere daha çabuk ulaşılır. Siz de karşınızdaki ile doğru iletişim kurabilmek için çaba sarf edin, kazandığınızı göreceksiniz.
Ahmet Cemil ÖLÇER / Aile ve Evlilik Danışmanı - EMDR Terapisti - Sosyal Hizmet Uzmanı