Biyolog Muhyettin ŞENTÜRK
ANADOLUNUN BİTKİ ZENGİNLİĞİ: LALE
Floristik açıdan dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Türkiye kuşkusuz bu zenginliğinde coğrafik konumu, çeşitli iklimleri, topoğrafyası ve geçmiş jeolojik çağlarda bulunduğu konum gibi sebepler etkili olmuştur. Ülkemizin floristik zenginliklerinin önemli bir kısmını soğanlı bitkiler oluşturmaktadır. Soğanlı bitkiler içinde de lâleler belki de en önemli gruptur.
Lâleler ülkemiz için geçmişten günümüze dek önemli bir bitki, sembol bitki olmuştur. Osmanlı’da bir devre adını vermiştir. Bu sebepledir ki hem tarihte hem de günümüzde ülkemizin simge bitkilerinden sayılmaktadır.
Lâlenin geçmişten günümüze dek simge bitki olmasında biyolojik ve etimolojik köken olmak üzere iki önemli sebebi bulunmaktadır.
Biyolojik olarak; yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, lâle Orta Asya’dan ve Anadolu’dan kökenlenmiştir. Dünyaya da buralardan doğal ve yapay yollarla dağıldığı düşünülmektedir. Dünyada toplamda 100 (takson) civarında lâle olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise 18 türle temsil edilmektedir. Bunlardan 7 tanesinin yalnız Anadolu’da yayılış gösterdiği bilinmektedir, yani endemiktir.
Etimolojik olarak ise; lâle isminin kökeni de Anadolu’ya dayandığı düşünülmektedir. Lâleyi ilk kez keşfeden kâşif (Ogier Ghiselin de Busbecq; Fransız kâşif, diplomat) Anadolu’da gezerken kadınların başlarına bağladıkları örtülerin arasına çiçekler sokuşturup bu şekilde gezdiklerini gözlemlemiştir. Merak etmiş ve kadınlardan birine işaretle (çünkü yabancı dile sahip) anlaşmaya karar verip kafasındaki çiçeğin adını sormuştur. Şüphesiz bu çiçek ilk kez bilim dünyasına tanıtılacak olan lâledir. Kadın, yabancı kâşifin -klasik Anadolu kadını davranışı ile- giyimini, kuşamını merak ettiğini düşünerek kafasını işaret ettiğinden, kafasındaki örtüyü tanıtarak ‘Tülbent’ demiştir. Kâşif hemen bu veriyi kaydetmek üzere not defterine yazmıştır: Bitkinin adı ‘Tulpen’. Farklı dillerde ‘Tulipan’, ‘Tulip’ kelimelerinden türeyen ve bilimsel adı ‘Tulipa’ olan lâlenin ismi aslında Anadolu’nun bağrından, kadınlarımızın örtüsünden; tülbentten kökenlenmektedir.
Anadolu’da başa, başörtüsüne çiçekler takılması geleneği hâlen devam etmektedir. Bu davranışın mantığı Yaratıcının yarattıklarının -nimetten sayılıp- insanın başı üstünde olması gerektiği düşüncesinden hareketle yapılmaktadır.
Lâle (Tulipa), Zambakgiller (Liliaceae) ailesinden olup soğanlı bir bitkidir. Lâle bitkisi onlarca yıldır yetiştiriciliği, kültürü en fazla yapılan bitkilerden biridir. Dünyada lâle kültürünün en revaçta olduğu ülke olan Hollanda’ya da ilk lâleler Busbecq zamanında bizzat Busbecq tarafından götürülmüştür. Kökeni bizim topraklar olan, Anadolu’nun zenginliklerinden biri olan lâle tüm bu sebeplerden dolayı önemli bir bitkidir.
Kaynaklar:
Eker, İ. 2014. Anadolu’da Lale Kültürü. Bağbahçe Dergisi, 54, pp. 24-27.
Eker, İ. 2018. Tulipa L., Şu eserde: Güner, A., Kandemir, A., Menemen, Y., Yıldırım, H., Aslan, S., Ekşi, G., Güner, I. ve Çimen, A.Ö. (edlr.). Resimli Türkiye Florası 2: 880-926, ANG Vakfı Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Yayınları. İstanbul.
Eker, İ., Babaç, M. T., Koyuncu, M. 2014. Revision of the genus Tulipa L. (Liliaceae) in Turkey. Phytotaxa, 157(1), 001.
Güner, A., Aslan, S., Ekim, T., Vural, M., Babaç, M. T. (Editörler) 2012. Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler). Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Flora Araştırmaları Derneği Yayını, İstanbul.
https://www.bilimya.com/anadolunun-zenginligi-bitkilerimiz-lale.html