Page 34 - LabMedya - 43
P. 34
34 www.labmedya.com
PARA
Necdet Buzbaş
TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı YENMEZ KI!
necdet.buzbas@tugis.org.tr
Geçtiğimiz Temmuz ayı başlarında Almanya’nın Günümüz gerçeği, insanoğlu dünyanın bir yıl içinde tüketeceğimiz bitki ve hayvansal ve FAO’nun birlikte hazırladıkları 2017-
Bonn şehrinde toplanan G-20 ülkeleri içinden kaynaklarının yüzde 30’dan fazlasını kullanıyor. (su ürünleri dahil) ürünleri sekiz aydan az 2026 Tarımsal Görünüm Raporunda ortaya
ABD, Paris İklim Anlaşmasından çekildiğini Üstelik bu oran gittikçe artıyor. Global Footprint bir sürede tüketiyoruz. Özetle tüketirken konan dikkat çekici öngörüler. 2026 yılına
resmen bildirdi. Bu karar ABD’deki yaşam Network, GFN tarafından her yıl açıklanan tükeniyoruz! gelindiğinde ortalama kaloriye erişimin en az
ile çelişkili, tüm insanlar Amerikalılar Dünya Limit Aşım Günü, insanlığın doğal gelişmiş ülkelerde kişi başına günlük 2 bin
450 kilo kaloriye ulaşması, gelişmekte olan
kadar tüketse, dünyanın kaynaklarının kaynaklara olan talebinin doğanın bir yıl içinde İnsanoğlu tüketiciliğin ve tüketim kültürünün ülkelerde ise günde 3 bin kilo kaloriyi geçmesi
böylesinden sıyrılıp doğaya dost bir yaşam
sunduğu miktarın (yenilebilir bitki hayvan vb.)
besleyebileceği insan sayısı en çok 1.4 milyar üzerine çıktığı gün olarak tanımlanıyor. biçimini benimsemez ise bu felaketi sadece öngürüsü.
yani 7.8 milyar olan dünya nüfusunun yüzde 2000 yılında 1 Ekim gününe denk düşen limit geciktirebilir, önleyemez. Paranın yenmediğini
83’ü aç. Şüphesiz herkes o kadar tüketmiyor, aşım günü 2014 yılında 19 Ağustos, 2015 anlamak için çok vaktimiz olduğunu söylemek Satın aldığımız ve tükettiğimiz gıdalar yalnızca
fazlasını tüketen de var, O’nu yakalamak için yılında 13 Ağustos, geçen yıl 8 Ağustos ve de mümkün görünmüyor. sağlımızı etkilemez, küresel sera gazı salımının
çaba gösterende… nihayet bu yıl 2 Ağustos’a kadar geldi. Yani Yazımın bu uzunca girişinin nedeni; OECD üçte birine yakınını da şekillendirir. Dünyadaki
karbondioksitin yüzde 9’u, metanın yüzde 35-
40’ı, azot oksitlerinin yüzde 65’i, amonyağın
yüzde 64’ü hayvansal üretim kaynaklıdır.
İklim değişikliği, gıda sürdürülebilirliğini
doğrudan etkilediğinden konu ilgi alanımda,
okuyor, araştırıyorum. Ancak itiraf etmeliyim ki
o kadar çok yeni kavram üretiliyor ki çoğunu
kaçırıyorum. LabMedya adlı Labaratuvar
ve Sağlık gazetesinde “İklim dostu tüketici
olmanın en kolay 5 yolu” başlığıyla yer alan
yazı bana yeni bir kavram bağışladı. Bu
hizmetleri nedeniyle LabMedya’ya kocaman
bir teşekkür. Kavram, klimataryen.
Doğaya daha az zarar vermek, gıdayı
sürdürülebilir kılmak için iklim değişikliği
konusunda endişeli ancak bireysel olarak
karbon salımını nasıl azaltabileceğinizi
bilmeyenlerden iseniz Klimataryen beslenme
sizi iklim dostu tüketici yapabilir.
Klimataryen, iklim değişikliği göz önünde
bulundurularak beslenen kişi anlamına geliyor.
Temel mantığı ise yetiştirilmesi ve tüketilmesi
küresel ısınmaya katkı sağlayan gıdalardan
uzak durmak. New York Times, amacı iklim
değişikliğini yavaşlatmak hatta geriletmek olan
bir beslenme biçimi olarak tanımlıyor.
Klimataryen beslenme şeklinde sağlıklı yaşam
için gerekli besin öğelerini yeterli ve gerekli
düzeyde karşılamaya çalışırken kalori miktarı
da minimize edilmiş oluyor. Bunu bireysel
tercihli bir tüketim modeli olarak sınırlamanın
ötesinde; gıdanın üretimi, elde ediliş şekli,
tüketiciye ulaşana dek katettiği miller (lojistik,
taşıma), tüketim alışkanlıkları ve israf yönüyle
de dikkate almak yararlı olur. Örneğin
ulaşımdaki enerjiyi düşürmek için yerel
ürün tüketmek, gaz salımını azaltmak için
hayvansal gıdaların tüketimini gerekli düzeye
indirmek, tüketimde israfa kaçmamak gıdanın
tüm kısımlarını değerlendirmek.
Yapılan bir çalışmada tüm dünya organik
yöntemlerle gıda yetiştirmeye başladığında
yıllık karbon salımının yüzde 40’ından
fazlasının engellenebileceği hesaplanmış.
Bunun gerçekleşmesi mümkün olmasa da,
böcek ilaçları, antibiyotikler ve kimyasal gübre
kullanımından kaçınan ve çevreyi koruyan
üretim yöntemleri (iyi tarım uygulamaları,
hassas tarım, topraksız tarım vb.) karbon ayak
izini tarım yoluyla azaltmanın etkin yollarını
sunuyorlar.
FAO’nun geçen yıl güncellediği yeni tahminlere
göre halen 7.8 milyar olan dünya nüfusu; 2030
yılında 8.6 milyar, 2050 yılında 9,8 milyar ve
2100 yılında 11,2 milyara ulaşacak.
Artan nüfusunun en az gelişmiş ülkelerde
bile, 2 bin 450 kişi başına kilokalori günlük
tüketime ulaşma beklentisi, her dünya
vatandaşını klimataryen olmaya zorluyor.
Gelecek 50 yılda gıda sürdürülebilirliğinin ne
olacağı konusuna yeterince kafa yorduğumuzu
sanmıyorum. Bu konuda çaba gösteren
“Sürdürülebilir Gıda Platformu” gibi sivil
toplum inisiyatiflerinde yer almak gıda
sanayimiz için yaşamsal öneme sahip,”bir
borç.