Page 12 - LabMedya - 23
P. 12

12                                                          www.facebook.com/labmedya                                                Yorum


                                              PETROL MASALI






                       >>                       Aytaç Alp ÜNAL
                               Yük. Kimyager
                                              “   etrol, Latince taş anlamına gelen pet-  Akşam herkes gittiğinde, tüm ışıklar sön-  suyu çıkarmaya devam etti. Günde varil-
                                               Pra ve yağ anlamında kullanılan oleum  düğünde panayırın oyuncakları kendi ara-  lerce çıkıyor, bilmediği bir yerlere gidiyor-
                                              kelimelerinden  oluşmuştur,  diye  başla-  larında  fısıldaşmaya,  Rüzgar’ın  Kerim’i  du aslında ne işe yaradığını bile bilmiyor-
                                              rım” dedim, baktım her yerde aynı şekilde  üzerinden atışını, çocuğun kolunun kırılı-  du ya bu kirli suyun.
                                              bir giriş cümlesi kullanılmış, sildim vaz-  şını anlatmaya başladılar. Bu kaçıncı vu-  Büyüklerin  de  oyuncak  arabaları  vardı
                                              geçtim.                              kuatıydı Rüzgar’ın, artık cezalandırılması   ama kendileri gibi büyük olanlarından. Bi-
                                                                                   gerekiyordu,  herkesi  tedirgin  ediyordu
                                              Öğrenciyken  TPAO’da  staj  yaptığımdan   bu şakalarıyla, hep beraber Büyük Kral’a   rileri Rüzgar’ın çıkardığı kirli sudan almış,
                                              mütevellit,  halk  arasında  çok  meşhur   şikayet etmeye hazırlandılar. Her şeyden   oyuncak arabasına doldurmuş ve aksilik
                                              olan “Bizde petrol var  ama büyük devlet-  haberdar  bir  şekilde  oyuncakların  yanı-  o ya, bir yere çarpmıştı. Şükür ki kimsenin
                                              ler başta ABD olmak üzere çıkartmamıza   na gelen Büyük Kral, yine de herkesi tek   burnu bile kanamamıştı ama arabanın yan
                                              izin  vermiyor  şeklindeki  batıl  inançları   tek dinledi, son sözü de Rüzgar’a verdi.   tarafı içine çökmüştü, Mehmet’e getirdiler
                                              yıkıp, gerçekleri anlatmak lazım” dedim,   Rüzgar ise utanmak, pişman olmak şöy-  arabayı. Minik ama çekiç tutmaktan na-
                                              onu da beğenmedim.                                                        sırlı elleriyle ince ince dokundu kaportaya
                                                                                   le dursun, o çocuğun üzerinde çok fazla
                                              En  son  olarak  “Petrolün  kimyasal  özel-  hoplayıp tepindiğini, ona bir ceza vermek   Mehmet,  neredeyse  eskisi  kadar  güzel
                                                                                                                        hale  getirdi.  Arabanın  sahibi  arabasını
                                              liklerini,  oluşumundan  rafineri  sürecine  istediğini, ayrıca kimseden nasihat dinle-  almaya  geldiğinde  helalinden  büyük  bir
                                              kadar anlatır, günde ne kadar varil üreti-  me ihtiyacında olmadığını söyledi.   bahşiş bıraktı Mehmet’e.
                                              lir, ne kadar dolara tekabül eder, bunları   Uğultular  her  tarafta  iyice  artmaya  baş-
                                              yazdıktan  sonrada  doğamızı  kirletici  un-  lamış,  herkes  kendince  fikir  belirtip  çö-  Kerim’in kolunda ki sargı çıkmıştı haftalar
                                              surlarından  sonunda  da  petrol  kirliliğine   züm  arıyordu  ta  ki  Büyük  Kral’ın  gök   sonra, ilk iş olarak yüreği bir serçenin yü-
                                              neden olan kazalardan bahseder bitiririm”   gürültüsünü andıran sesi duyulana kadar.   reği gibi kıpır kıpır panayıra geldi. Atlıka-
                                              dedim, sevmedim.                     Rüzgar’ın gelecekteki akıbeti için herkes   rıncanın  yanında  durup  usulca  izlemeye
                                              Hadi hepsini unutun, gelin şu masalı be-  Büyük Kral’ın sözlerini bekliyordu. Karar   koyuldu. Sargı çıkmasına çıkmıştı ama o
                                                                                                                        zaman sürecinde çalışmadığı için cebin-
                                              raber okuyalım.                      Rüzgar için adeta bir felaket oldu çünkü   de parası yoktu, babasından da istemeye
                                                                                   artık panayırdan gidecek, uzak bir diyar-
                                              Günlerden bir gün Anadolu’nun kasaba-  da adına “petrol” denilen siyah bir suyun   çekiniyordu.
                                              larından  birine  panayır  kuruldu.  Dönme   çıktığı kuyularda boynunda bir ip takılı va-  Umutsuzca  atlıkarıncaya  bakarken  sır-
                                              dolabıyla, zinciriyle, çarpışan arabalarıyla   ziyette çalışacaktı. Bu güzel alımlı hali de  tında  bir  el  hissetti  Kerim,  minicik  ama
                                              çocukların  dolup  taştığı  bayram  alanıy-  zamanla bozulacak ve sadece bir kafadan  nasırlı  bir  el.  Mehmet’i  gördü,  elinde  iki
                                              dı adeta. Hele o atlıkarınca dedikleri yok   ibaret olarak yaşayacak, insanlar ona sa-  tane jeton vardı, yüzünde de kocaman bir
                                              muydu?  Oyuncak atların üzerinde çocuk   dece ve sadece “ At başı” diyeceklerdi.  gülümseme hem de en sıcağından.
                                              çığlıkları  birbirine  karışır,  göğe  mutluluk
                                              olup yükselirdi. Kerim ile Mehmet de ma-  Günler günleri kovaladı, Rüzgar artık baş-  OPEC’in  kurucularından  bir  zat;  “Petrol
                                              hallenin  diğer  tüm  çocukları  gibi  soluğu  ka diyarlarda çocuk cıvıltılarından ziyade,  şeytanın pisliğidir ve ileride insanlığın fe-
                             Sayı : 23        her gün panayırda alıyorlardı ama sadece  kafalarına baret denilen başlığı takan bü-  laketine  yol  açacak.”  diyordu.  Bu  bizim
                             Mayıs - Haziran
                             2014             bakmakla  yetiniyorlardı  ceplerinde  jeton  yük  adamların  arasında  kuyudan  siyah  engellenemez kaderimiz mi sizce de?
            Laboratuvar ve Sağlık Gazetesidir
                                              almaya  yetecek  paraları  olmadığından
            Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
                   Süleyman GÜLER             mütevellit,  cumartesinin  gelip,  haftalık-
                       Editör                 larını alma hayaliyle günleri iple çekiyor-
                    Taşkın EROĞLU             lardı. Kerim mahalle berberinin çırağıydı,
                    Grafik Tasarım            Mehmet  ise  sanayide  kaportacının.  Her
                    Öznur ÖZTÜRK
                   Danışma Kurulu             gün  işten  sonra  gelip  izlerler,  heyecan-
                 Prof. Dr. Kadir HALKMAN      lı  heyecanlı  konuşurlardı.  Siyah  olana
                   Uzm. Yelda ZENCİR
                   Özlem Etiz SAĞDAŞ          “Rüzgar” adını takmıştı Kerim, gri olan ise
                    Nevin KOÇAKER             “Şimşek’ti” Mehmet’in lügatında.
                  Hukuk Danışmanları
                   Av. Ersan BARKIN           Cuma gecesini heyecan içinde uyuyama-
                   Av. Murat TEZCAN
                    İdare Merkezi             dan geçirdiler, ertesi gün bitiminde elle-
               Eti Mah. Birecik Sok. No: 1/64  rinde haftalıkları koşa koşa panayıra gelip
              Gazi İş Merkezi Maltepe  / ANKARA
                  Tel: 0 312 342 22 45        sıraya  girdiler.  Nihayet  Kerim  Rüzgar’ın,
                  Fax: 0312 342 22 46
                                              Mehmet  Şimşek’in  sırtındaydı.  Yan  ya-
               e-posta : bilgi@labmedya.com
                                              naydı atları, adeta yarışır gibiydiler, hırsla
                     Yayın Türü
                     Yerel Süreli             bağırıp üzerlerinde zıplıyorlardı. “Hadi oğ-
                                              lum, hadi oğlum, hadi!”
                    Görsel Tasarım
                     PROSIGMA                 Birden  Kerim  dengesini  yitirir  gibi  oldu,
                     T  A  S  A  R  I  M
            www.prosigma.net - info@prosigma.net  ne olduğunu anlayamadan kendini yerde
                     Basım Yeri               buldu. Tam da kolunun üzerine düşmüş-
             Başak Matbaacılık ve Tan. Hiz. Ltd. Şti.
             Anadolu Bulvarı Meka Plaza No:5/15  tü, feryadını duyanlar yetiştiler. Atlıkarınca
                    Gimat / ANKARA            durmuştu çoktan, çocukların gülmeleri de
                  Tel: 0.312 397 16 17
                                              yerini  Kerim’in  hıçkırıklarına  bırakmıştı.
                     Basım Tarihi
                  Mayıs 2014 - Ankara         Mahalleli  hemen  sağlık  ocağına  götürdü
                      Ücretsizdir.            Kerim’i,  oradan  da  hastaneye  yolladılar
             Labmedya Gazetesi’nde yayınlanan yazıların
                  sorumluluğu yazarlara aittir.  yavrucağı.  Kolu  kırılmıştı,  sargıya  aldılar
                                              hemen.  Mehmet  arkadaşını  yalnız  bırak-
                                              mamış, hastaneye gelmişti. Eve dönerler-
                                              ken bir hafta sonrasını hayal ediyordu, Ke-
                                              rim ise sargının ne zaman çıkacağını dü-
                WHAT IS LABMEDYA ?            şünüp içi içini yiyordu, kolundaki kırıktan
         www.labmedya.com/en                  ziyade hevesini alamamaktı canını acıtan.
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17