Page 62 - LabMedya - 43
P. 62

62                                                                                                                  www.labmedya.com








          FRED HOYLE, HAYATA,
          EVRENE, DAHASI HER
          ŞEYE DAIR ÜRETTIĞI
          FIKIRLER VE MIHENK
          TAŞI SAYILACAK
          BULUŞLARIYLA
          MILENYUMA DAMGASINI
          VURAN BIR BILIM
                                            FRED HOYLE
          SAVAŞÇISI...


          Karbonla insan hayatının kökeni arasındaki
          ilişkiyi keşfeden bir dahi…       ELEMENTLERIN
          Yaşam nasıl doğdu? Atomlar nereden geldi?  ÜSTADI...
          Bilimin çözmekle yükümlü olduğu onca soru,
          maddenin kökenine ilişkin en derin kaygılar...

          Evren nasıl oluştu? Bu soruları yanıtlamak
          için, bilimin çok farklı alanlarında hummalı   vardılar: “Bir yıldızın parlaklığı, kütlesi   sıcaklığı milyarlarca yıl koruyorlardı ve bu da
          çalışmalar, araştırmalar yürütüldü. Kimyadan   biliniyorsa kolayca hesaplanabilir.” Bu, birbirini   gerekli nükleer tepkimelerin oluşmasına imkân
          matematiğe, subatomik fizikten evrenbilime...   izleyecek birçok keşfin de habercisiydi.   tanıyordu. Bu tepkimelerin karbon elementiyle
          İşleri çok zordu, başarı şanslarıysa çok az.                       doğrudan bağlantılı olduğunu buldu. Karbonun
          Hatta birçok bilim adamı, bu konular üzerine   1944’teki iki şans buluşması, 29 yaşındaki   C-12 izotopunun rezonansı, sadece çok
          kafa yormanın bile anlamsızlığını savundu.   Hoyle’ı en önemli çalışmasına yöneltti.   düzenli bir enerjide açığa çıkıyordu. Bu
          Ancak bir bilim adamı, kolay başarılara imza   California yolculuğu sırasında, Alman   gerçekleşmezse, yıldızlar karbon üretemezdi.
          atmaktansa, bilinmeyene meydan okumayı   astronom Walter Baade ona, süpernova adı   Teorinin kilit noktası da buydu: Karbon yoksa,
          yarım yüzyılı aşkın bir süredir kendisine görev   verilen, yıldızlarda meydana gelen inanılmaz   insan yaşamı da olamazdı.  ile gerçekleştirme fikrini yeniden gözden
          biliyor: Sir Fred Hoyle...        şiddetli patlamalardan söz etti. Birkaç gün
          O, çağdaşı olan meslektaşlarından farklı   sonra da Cambridge’ten eski arkadaşlarının   Keşfini gerçekleştirdiğinde C-12 rezonansına   geçirdi. Hesaplamalarını son verilerle yeniden
          şekilde, özgünlüğün ve katıksız entelektüel   araştırmalarını izlemek üzere Kanada’ya   ilişkin henüz bir kanıt yoktu. Hoyle’a göre,   yaparken, Büyük Patlama’nın başlangıç
          gücün neler başarabileceğini gözler önüne   gitti. Arkadaşları bir atom silahı üzerinde   bilim otoritelerinin gözden kaçırdığı bir nokta   dönemlerindeki 10 milyar santigrat derece
          serdi. Bunun sonucunda da, kimyasal   çalışıyorlardı. Denemelerden birinde, nükleer   vardı. Çünkü, yaşam belirtisinin var olduğu her   sıcaklığın, dünyaya yüzde 75 oranında hidrojen
          elementlerin kozmik kökenini ortaya   patlamanın etkisiyle çok yüksek değerlerde   alanda C-12’nin rezonansı gerçekleşiyordu.   ve yüzde 25 oranında helyum bırakacağını
          çıkarmakla ödüllendirildi.        enerji açığa çıktı. Baade’yle diyalogunu   Bu fikri sağlamlaştırmak için, nükleer   buldular; tıpkı bugün ileri sürüldüğü gibi.
          Dehası, Hoyle’ı hep daha ileriye götürdü.                          tepkimeler konusunda uzman William Fowler’a
          Kendisini uzun yıllar evrenin gizemini çözmeye   hatırlayan Hoyle’ın kafasında bir soru işareti       1967’de, Fowler ve ABD’li astrofizikçi Robert
          adadı ve ulaştığı sonuç en sağlam teorilerden   oluşmuştu. Acaba, benzer bir patlama,   danıştı. Fowler, önceleri Hoyle’ın delirdiğini   Wagoner’la yürüttüğü çalışmalar sonucunda,
          birine dönüştü. Yerküre üzerindeki yaşamın   süpernovayla açığa çıkan muazzam enerjiyi   düşündü. Çünkü atomun yeni bir özelliğini,   büyük projesinin boşta kalan tüm noktalarını
          köklerinin uçsuz bucaksız uzayda yattığını ileri   açıklayabilir miydi?  sadece yaşamın varlığına bağlamak çok da   da doldurdu. “Büyük Patlama”yı, diğer hafif
          sürdü.                            Hoyle, Cambridge’e geri döndüğünde topladığı   akıllıca değildi. Yoğun ısrarlar üstüne yapılan   elementlerin kökenini açıklamakta kullandı.
          Lafını esirgemeyen aykırı kişiliğiyle de ön   bilgilerin ayrıntılarını araştırmaya koyuldu.   araştırma Hoyle’ı bir kez daha haklı çıkarmıştı:
          plana çıkmıştı. Bilim dünyasının önde gelen   İşlemler sırasında, süpernova içindeki   C-12’nin rezonansı, onun öngördüğü enerjide   Hidrojenden uranyuma ve ötekilere kadar tüm
                                                                                                                kimyasal elementlerin doğumunu açıklığa
          isimlerinin sürekli aleyhinde konuşması   sıcaklığın milyarca dereceye ulaşabildiğini   gerçekleşiyordu.
          nedeniyle Nobel Ödülü’nden bile olmuştu.   ortaya çıkardı. Bu çok önemli bir adımdı;                  kavuşturdu. Bir bardak su içindeki basit
          Ama onun entelektüel huysuzluğu, kısa   çünkü, yıldızları kimyasal elementlerin eridiği   Bu, Hoyle’ın özgün düşünceleri ve bilimsel   hidrojen ve oksijen karışımının anatomisini
          pantolonlu dönemlerine uzanıyor. Bir   kızgın bir fırına dönüştürüyordu.  inadıyla ortaya çıkmış hayret uyandıran bir   çizdi. Bir bardak su içindeki hidrojenin “Büyük
          öğretmen ve ihracatçı babanın oğlu olan                            keşifti.                           Patlama” sırasında; oksijenin ise, ondan
          Hoyle, 1915’te Bingley, Yorkshire’da doğdu.   İşin özünde, argondan bakıra kadar her                  milyarlarca yıl sonra, bir kızıllaşmış yıldız ya da
          Bağımsız düşünceden yana olduğunun   kimyasal element aynı yapı bloğundan   Ancak bu, asıl amacı olan tüm kimyasal   süpernovada doğduğunu biliyor muydunuz?
          sinyallerini çok küçük yaşlarda veriyordu.   oluşuyordu: elektron yörüngesi etrafındaki   elementlerin kökenini açıklama çabasında
          Henüz dört yaşın dayken, kendi geliştirdiği bir   proton ve nötron çekirdekleri.Hidrojendeki tek   sadece bir atlama taşıydı. 1954’te, helyumdan   Hoyle’ın çalışması Nobel Ödülü’nü çoktan hak
          yöntemle çarpım tablosunu ezberlemişti. Okul   proton ve elektrondan, her uranyum atomunda   karbona kadar tüm hafif elementlerin,   etmişti. 1983’te Nobel Komitesi fizik dalında
          sıralarında oturmanın dayanılmaz olduğunu   bulunan 92 bileşene kadar farklılık, bu   kızıllaşmış yıldız içinde 100 milyon santigrat   ödülü bu çalışmaya verdi; ancak, inanılmaz bir
          düşündüğünden okula gitmiyordu. Ailesi onu   bileşenlerin sayılarında yatıyordu. Dolayısıyla   derece sıcaklıkta oluşabileceğini kanıtladı.   şekilde sadece William Fowler’a...
          okulda biliyor, öğretmenleri ve arkadaşları   teoride, sadece basit olanları birleştirmek   Ağır elementler için, daha yüksek sıcaklık ve
          ise evde hasta yattığını sanıyorlardı. Halbuki   suretiyle her elementi yaratmak mümkün   süpernova patlamalarını da içeren birtakım
          o, yerel sinema salonlarına gitmeyi tercih   olabilirdi.Bu harika bir fikirdi. Ancak atom   farklı etkenler gerekiyordu. İngiliz Geoffrey ve   Ödülün neden Hoyle’a verilmediği konusu,
          ediyordu. Neden bunu yaptığı sorulduğunda,   çekirdeklerinin artı yük taşıması ve yüklerin   Margaret Burbidge çifti, Fowler ve Hoyle’dan   tam bir dedikodu malzemesi haline geldi. Bu
          altyazılar yardımıyla okuma yazmanın daha   uyuşmaması gerçeği bu iddiayı çürütüyordu.   oluşan araştırma ekibi, yedi ayrı elementin,   konuda birçok görüş ileri sürüldü. Ama, bunlar
          kolay öğrenildiğini ileri sürecekti.   Bunun üstesinden gelebilmek için, çekirdeğin   yıldızlarda meydana gelen tepkimelerle nasıl   arasında en ilginç olanı, komitenin dokuz yıl
                                            olağanüstü bir sıcaklıkta parçalanması   oluştuğunu tanımladılar. Bunları kullanarak,   önceki bir olaydan dolayı bilim adamından
          18 yaşında Cambridge, Emmanuel Koleji’nde   gerekliydi. Hoyle, gerekli sıcaklığın var olduğu   sadece kimyasal elementlerin oluşma   intikam aldığı iddiasıydı. Hoyle, genç bir
          matematik üzerine yoğunlaştı; çünkü bu   bu yıldız fırınını artık keşfetmişti.   nedenlerini hesaplamakla kalmayıp, evrende   Cambridge öğrencisine, sırf kadın olduğu
          alanda kendisini eksik görüyordu. Zayıf                            ne kadar çok olduklarını da kanıtladılar.   gerekçesiyle Nobel Ödülü’nün verilmediğini
          olduğu alanda bile, okulunu en iyi dereceyle   Araştırmasını yaptığı sırada, ABD’de yaşayan   1957’de bu araştırmalarının sonucunu anlatan   söylemiş, bu konuda çok şiddetli eleştirilerde
          bitirdi. 1930’lu yılların sonunda bilimsel   bir Rus fizikçi, bu fırın için başka bir alternatif   “B2FH Tezi”, o güne kadar yazılmış en önemli   bulunmuştu.
          araştırmalarına başladı. Çok geçmeden de,   sundu: evrenin kendisi. George Gamow’a göre,   bilimsel makale niteliğinde. Makale adını
          dünya çapında bir bilim adamı unvanına   evrenin doğumuna neden olan patlama, bütün   yazarlarının baş harflerinden alıyor.  Gerçek ne olursa olsun, o zaten gönüllerde
          kavuştu.O dönemde, yıldızların güç   kimyasal elementlerin oluşumunu sağlayacak                       ödüllendirilmişti. Bağımsız düşüncesi
          kaynaklarının keşfedilmesi, bilim dünyasında   her şeye sahipti.   B2FH Tezi, lityum, helyum gibi çok hafif   ve inatçılığıyla istediği sonuca gitmeyi
          büyük ilgi uyandırmıştı. Nükleer füzyon diye   Gamow’un uygun teklifi birtakım sorunlarla   olanlarından başlayarak, bütün kimyasal
          adlandırılan ve hidrojen çekirdeğinin yıldızın   karşı karşıyaydı. Fizikçiler, ağır elementlerin   elementlerin kökenini anlatıyor. Öteki ağır   başarmıştı. Onun için Nobel Ödülü’nü almak
          içindeki sıcaklıkla erimesiyle açığa çıkan   oluşmasını sağlayan zincir içindeki bazı   elementler için daha sıcak fırınlar gerekiyordu.   ya da almamak pek bir şey ifade etmiyordu.
          yüksek miktardaki enerji, güç kaynağını   olumsuz etkenlere işaret ettiler. Onlara göre,   1960’lı yılların başında, Hoyle Cambridge’li   Çünkü o, bilim tarihi boyunca zihinleri en çok
          oluşturuyordu.                    evren soğumadan önce bu köprünün kurulması   astrofizikçi Roger Tayler’la bir takım kurarak,   kurcalayan soru için ilk ipucunu vermişti:
                                            mümkün değildi. Ancak Hoyle, elementleri   bu konunun gizemini bulmaya çalıştı. Bunu   “Nereden geliyoruz?”
          Hoyle ve kendi gibi genç meslektaşı Raymond   yıldızlar içinde ısıtmanın bu sorunları ortadan   gerçekleştirmek için de, ilk önce George
          Lyttleton bu teoriyi kullanarak şu sonuca   kaldıracağını gösterdi. Çünkü yıldızlar, yeterli   Gamow’un elementleri “Büyük Patlama”   Kaynak:Focus
   57   58   59   60   61   62   63   64