Page 10 - labsektor 01
P. 10
Aşk
Mehtap Kayaoğlu
PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE PSİKOTERAPİST
erkes farklı bir yerden bakıyor bu kavrama. kurtarmaya da başlamış olur. Aslına bakılırsa aşık
En fazla “Aşk kalbe girince, akıl seyahate olma durumunun, psikolojide tedavi edici bir gücü
Hçıkarmış” cümleleriyle akıllara yerleşmiş. olduğunu tüm uzmanlar ve bilim kabul etmektedir.
Halk arasında böyle nükteli bir tanımlama oluşmuş. Ergenlik döneminin o en kızgın, en öfkeli, en çalkan-
Aşk, aslında bir sevgi biçimi. Fakat anneye, babaya, tılı dönemlerinde yaşanan güzel bir aşk, gençlerin
arkadaşa duyulan sevgiden daha farklı bir yapılan- aniden daha ılımlı, daha anlayışlı, daha toleranslı ol-
Kimine göre hayatın mayla ortaya çıkıyor. Aşk kavramı, dünden bugüne, malarını sağlar. Sağa sola sataşan, ona buna bağıran,
anlamı, kimine göre bugünden yarına dek, bıkmadan usanmadan üzerin- asık suratlı genç gider. Yerine daha sakin, güler yüzlü,
enerjik bir genç gelir. Tam da bu nedenle, ebeveyn-
de konuşulan, araştırmalar yapılan, fikirler üretilen
yaşamın merkezi, kimine bir sembol olmaya başlamış. Edebiyatçılar, bilim lere, çocuklarının buna benzer duygularını anlayışla
adamları, sosyal psikologlar, psikologlar, psikiyatrist-
karşılamalarını öneririz. Aşkın tedavi edici özellik-
göre renklerin dansı, ler... Herkes bir şekilde açıklama yapmaya çalışmış. lerinden istifade etmelerini öneririz. Ya da ilerleyen
kimine göre gereksiz, Terapötik bir söylemle aşkı tanımlamak önemli gibi yaşlarda ortaya çıkan aşk, kişinin aniden gençleşme-
kimine göre kaçınılmaz, görünüyor. Çünkü kişiye neler yaptığını, olumlu/ sine, dirileşmesine, eski enerjisini yeniden kazan-
masına vesile olur. Bununla birlikte yoğun boyutta
olumsuz etkilerini gözlemlemeyi, işimize ne kadar
kimine göre büyük bir yaradığı/yaramadığı konusunda fikir sahibi olmayı yaşanan, kimseyi gözünün görmediği, melankoli dü-
zeyinde yaşanan aşklarda, patolojik yanlar olduğunu
şans, kimine göre dert, sağlayabiliyor. düşünüp, bu durumun acilen tedavi edilmesi gerekti-
kimine göre hasret, kimine Dinamik bir söylemle aşk; kişinin benlik sınırları- ğini de söyleriz. Madalyonun iki yüzü gibi, her iki ta-
nın çökmesiyle, bireyin kendi kimliğinin, başkasının
rafın özellikleri iyi bilinip, ona göre pozisyon almayı
göre acı, kimine göre kimliğinde erimesine izin vermesi durumudur. İnsa- gerektiren bir durum.
nın kendisini, kendinden kurtarması, benliğini baş-
sonsuzluk... kasına akıtması, benlik sınırlarının çökmesine neden Benlik sınırlarının çökmesi aslında kişide bunalım,
olan yalnızlıktan kurtulmasını içerir. yalnızlık duygularını ortaya çıkarır. Genellikle sık
Tanım çok önemli. Tek tek düzenli bir biçimde an- sık aşık olmalarıyla övünen insanların, benlik sınır-
larının sağlamlığıyla ilgili bir zorluklarının olduğunu
laşılmaya çalışılmalı. Kişinin benlik sınırlarının çök- söylemek yanlış olmaz. Benlik sınırlarının çökme-
mesi ne demek? sinin ardından gelen aşk duygusu, kişinin kendisini
Kişi, dünyaya geldiği günden itibaren, “ben” dediği, “partneriyle bir” algılamasına vesile olur. Kişi artık
“Kendim” diye tarif ettiği “ruhsal bünyesini” oluştur- yalnız değildir. Partneriyle bir algılamaktadır ken-
maya başlar. Yaşadıkları, yaşayamadıkları, ihtiyaçları, disini. Tam da bu anlarda ani gelen “Artık yalnız
üzerine bindirilen baskıları, erteledikleri, aktardık- değilim” durumu, kişide abartılı duyguların ortaya
ları, çatışma yaşadıkları, görmezden geldikleri vb. çıkmasına da neden olur. Gerçeklikten uzak, abartılı
gibi birçok durumu harmanlayarak ruhsal bünyesi- duygular...
ni oluşturmaya çalışır. Ruhsal bünye oluşurken, kişi Öncelikle âşık olunan kişiyle ilgili aşırı yüceltme
benlik sınırları belirir. Kendisini, tarif edebileceği bir yaşanır. Onun yaptığı her şey güzeldir, doğrudur.
yapılanma olarak algılamaya başlar. Artık yavaş yavaş O dünyanın merkezindedir. Dünya onun etrafında
ego oluşmaya başlamıştır. Herkesin kendi dünyasını, dönmektedir. Aşk, kişide inkar duygularının ortaya
kendi kimliğini tanımlayabileceği bir benlik yapısı
oluşmaya başlar. İşte oluşmaya başlayan bu benlik sı- çıkmasına da neden olur. Yani aşık olduğu kişiyle il-
gili duyduğu hiçbir olumsuzluğu kabul etmez. Onun
nırları, zaman içinde kişi için kaçınılmaz ve vazgeçi- yanlışlarını görmez. Onunla ilgili söylenen olumsuz-
lemezler haline gelir. Çünkü “ben” dediği, “kendim” luklara inanmaz. Onun hakkında söylenen her türlü
diye tarif ettiği yapı oluşmuştur. sözü yalanlar. Başka bir tutum, aşık olunan kişiye “laf
Aşk devreye girdiğinde, yani karşı cinsle ilgili, daha söyleyeni bitirme” eğilimi gelişir. Annesi, babası, kar-
önce hiç yaşanmamış duygular açığa çıkmaya baş- deşi... Hiç fark etmez. Kim onunla ilgili olumsuz bir
ladığında, kişi, o zamana kadar koruduğu benlik sı- şey söylese, söyleneni ciddiye almadığı gibi, söyleyeni
nırlarında esnemeler olmasına izin vermeye başlar. bitirir.
Kendi benlik sınırlarının, karşısındaki aşık olduğu
kişinin benliğine akmasına izin verir. Bu durum Bunların hepsi bir yana aşk aslında tam anlamıyla
bir coşkulu yaşama biçimidir. Aşık olan kişiye çeşitli
günlük hayatta başka bir ilişki biçiminde görülemez. fanteziler yaşatır. Tüm bu yaşananlar kişilere kendini
Sadece aşık olma durumunda ortaya çıkar. (Bu duy- iyi hissettirir.
gunun tam olarak aynısı bir de 0-2 yaş dönemindeki
çocukla, annesi arasında görülür.) Çünkü ego, kendi- Bu yazıyı okuduktan sonra aklınıza şöyle bir şey ge-
sini koruma ve her türlü risk faktörüne karşı tedbirli liyor mu? Demek ki aslında aşık olmak, karşımızda-
olma şeklinde oluşmuştur. Aşk duygusu, bu sınırları, ki kişinin nasıl birisi olduğundan çok, bizdeki “aşık
sınırsızlık ve erime prensibiyle değiştirmeye başlar. olma ihtiyacıyla” ilgilidir.
O güne kadar sadece kendisi varken, kendisi ken- Aşık Veysel’in söylediği gibi, “Güzelliğin on
disiyle uğraşırken, bir anda kendisinden “kendi”ni par’etmez. Bu bendeki aşk olmasa...!”
10 www.labmedya.com