Page 4 - LabMedya - 29
P. 4
4 YORUM SAYI 29
de geliştirin." Öğrencilerimiz de benzer
başka asosyal davranışlara da sıklıkla
şahit oluyorum. Sanki bu ülkede futbol ve
ofsayttan başka konuşacak konu yok.
İşgüzarlık ayrı bir sorunumuz. Arkada en
sol şeritte ambulans sirenler eşliğinde
Prof. Dr. kendine yol bulmaya çalışıyor. Hep
Kadir HALKMAN beraber kornaya basıyoruz ki, ambulansın
Ankara Üniversitesi Gıda siren sesini boğalım. Oysa çok basit. Sağ
Müh. Böl.
ve orta şerit durur, önde boş bir koridor
oluşur, ambulansın önündeki araçlar
bu boş koridora girer ve ambulansa yol
açılır. Daha geçen gün bir trafik polisi ile
tartıştım. Orta şeritte durdum. Arkamdaki
acemiler "yürüsene" anlamında kornaya
QUO VADİS? solumda durdu ve "yürüsene kardeşim,
basıyor. Birden motorlu bir trafik polisi
ambulansı duymuyor musun?" diye
bağırmaya başladı. Arkada sol şeride yol
verdiğimi anlatmaya çalıştım, dinlemiyor
Gıda ve beslenme konusunda bile devamında arkasından gelen trafiği
en temel bilgilerden yoksun olduğumuzu de engelliyor. Daha da arkadan birileri
düşünüyoruz. Boyalı basın tarafından polise bağırdı da yol açıldı. Ankara kent
3 kuruşluk reklam uğruna şişirilmiş, merkezinde trafik polisi bu basit kuralı
gençliğimizin kalıplaşmış cümleleriyle bilmezse trafik nasıl akacak? Ama
beslenmeyi öğretmeye çalışan o büyük protokolden birileri geçiyor ise durum
uzmanlar bize yalan yanlış şekilde ne yiyip farklı olabiliyor.
ne yemeyeceğimizi öğretmeye çalışıyorlar. Önümüzde 07 Haziran 2015 tarihinde
O halde ben de kendimi sosyal bilimler seçimler var. Peki. Vatandaşlık görevimizi
uzmanı olarak tayin edip istediğim kadar yerine getireceğiz.
atıp tutabilirim. Şu gıda, beslenme ve süt Tüm partiler projelerini sunuyor,
üzerindeki saçma sapan haberlere itiraz propaganda yapıyor. Yapsınlar. Benim
yazıları yazmaktan bıktım usandım, hiç itirazım gürültü yapmaları. Otobüsler,
olmazsa en az bir dergide kendimi ifade arabalar caddelerde ve ara sokaklarda
etmiş olurum. geziyor. Hoparlörlerinden duyulan sadece
Dünyanın her yerinden kötü haberler bir ciyaklama ve bununla birlikte yüksek
geliyor. ABD'de polis şiddeti, İtalya sesli bir de müzik ekleniyor. Herhalde
açıklarında kaçak göçmenlerin Akdeniz ne kadar yüksek ses varsa ve konvoy
açıklarında kaybolmaları, gelişmiş ne kadar uzunsa o denli güç gösterisi
ülkelerde uyuşturucu tüketimindeki artış, sayılıyor.
Ortadoğu'da etnik ve mezhep savaşları Parti gözetmeksizin hepsine basıyorum
vb. Bu kötüye gidişten Türkiye'nin uzak küfrü. Yahu kardeşim iyi de etrafta okul
kalması beklenemez. Kadın cinayetleri, iş var, hastane var biraz insaf ne olur.
kazaları, futbolda şiddet, trafik, ekonomik Konvoyunuza katılan onlarca araba hep
sorunlar vb. beraber korna çalmak zorunda mı? Trafiği
En kötüsü ise bu gibi haberleri giderek bu denli katletmek ve konvoy olarak hep
daha fazla kanıksar olduk. Benim beraber kırmızı ışıkta geçmek zorunda
hatırlayabildiğim kadarı ile (30-35 yıl mısınız?
önce) İstanbul'da vapurdan birisi denize Oy istemeye kalktığınız vatandaşı rahatsız
düşüyor, genç bir delikanlı montunu edebileceğinizi hiç mi düşünmüyorsunuz?
çıkarıp denize atlıyor, alkışlar eşliğinde Hepsi değilse de birçoğunun bunu
düşeni kurtarıyor ve gemiye çıkarıyordu. düşünmediği açık. Bahane de hazır.
Sonrasında delikanlı montunun cebindeki Seçmenimiz böyle istiyor. Yani genel
cüzdan ve saatin çalındığını fark edip olarak bütün seçmenler bunu benimsiyor,
polise başvuruyordu. Devamı o tarihteki biz de buna uyuyoruz.
boyalı basında şu şekilde sürmanşet idi: İmam/ cemaat ilişkisi malum. Ardından
"Senden başka enayi yok muydu?" Daha düğün konvoylarında kornalarla gecenin
öncesinde –ortaokul yıllarımda– pazardan bir kör vakti sokaklarda gürültü etmek,
gelen yaşlı teyzenin filesini yardım için konvoy halinde kırmızı ışıkta geçmek,
taşıyanların enayi yerine konulduğu fıkralar konvoyda trafik kazaları, yaralanmalar ve
da anlatılırdı. hatta ölümler. Ne oldu? Çok eğlendik.
Bu bencillik, umursamazlık, bananecilik, Vatandaşı rahatsız etmemek için seçim
ilgisizlik nasıl oldu da toplumda bu denli propagandasında, düğünlerde böyle
bu kemikleşti anlayamıyorum. Bizi bu hale gürültü yapılmasa bir şeylerin eksik
başkaları mı getirdi, zaten özümüzde vardı kalacağı düşünülüyor. Herhalde seçim
da giderek mi arttı bilmiyorum. propagandasında vatandaşa saygı olarak
2007 baharında Ankara'da bir gıda gürültü yapmayan partinin oy oranının
işletmesinin genel müdürü beni aramış düşeceğinden korkuluyor. Belki de bu
ve aynen şunları söylemişti: "Hocam, endişelerinde haklıdırlar.
öğrenciniz ABC muhteşem bir mühendis. Benim penceremden bakıldığında milletçe
İşletmeyi tümüyle ona bıraktım, gözüm adam olmak için daha yiyecek çok fırın
arkada değil. Teşekkürler, çok iyi bir teknik ekmeğimiz var gibi görülüyor.
eğitim vermişsiniz. Ancak bu öğrenciniz bu
ülkede bugün bir cumhurbaşkanlığı seçimi Sevgiyle ve dostlukla kalın.
krizi olduğundan haberi yok. Hocam
lütfen öğrencilerinizin sosyal yönlerini Kadir Halkman